Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, İstanbul Eyüp Sultan Camii’nde hutbe irad etti, Cuma namazını kıldırdı.
Aziz Müslümanlar!
Ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor: “İman edip hicret edenler, Allah yolunda cihad edenler; onlara kucak açıp yardım edenler var ya! İşte onlar gerçek müminlerdir. Onlar için bağışlanma ve büyük bir lütuf vardır.”
Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa aleyhisselatu vesselam Efendimiz, Mekke-i Mükerreme’den Medine-i Münevvere’ye hicret ettiği zaman Onu 7 ay boyunca evinde misafir eden, mihmandar-ı Resul Hz. Eba Eyyübel Ensari işte burada medfundur. Rabbim hepimizi şefaatlerine nail eylesin.
Hadis-i şerifte Peygamber Efendimiz (s.a.s) şöyle buyurmaktadır: “Müslüman, elinden ve dilinden diğer Müslümanların zarar görmediği kişidir. Muhacir ise Allah’ın yasaklarını terk eden kimsedir.”
Aziz Kardeşlerim!
Yüce Allah’ın lütuf ve keremiyle geçtiğimiz Çarşamba günü hicri 1445. yıla girdik elhamdülillah. Bizleri yeni bir hicri yıla daha kavuşturan Rabbimize sonsuz hamdü senalar olsun. Hicri yeni yılımız hayırlı ve mübarek olsun.
Hicri takvimin ilk yılı, Peygamber Efendimiz (s.a.s) ile ashabının Mekke’den Medine’ye hicret ettiği 622 yılıdır. Bu yıl, Allah Resulü (s.a.s)’in öncülüğünde Müslümanlar, Mekke’deki çileli günlerin ardından İslam’ı daha rahat yaşayabilmek için Medine’ye hicret etmişti. Hz. Ömer (r.a.), bu hadisenin yaşandığı yılı, halifeliği döneminde hicri takvimin başlangıcı kabul etmişti.
Muhterem Müslümanlar!
Hicret, insanlık tarihinin en önemli dönüm noktalarından birisidir. Hicret, sıradan bir göç değildir. Hicret, geçici menfaatler uğruna bir diyardan başka bir diyara gidiş de değildir. Hicret, can ve mal korkusuyla bir şehirden kaçış hiç değildir. Bilakis hicret, Allah rızası uğruna her türlü dünyevi beklenti ve gayeyi bir kenara bırakarak çıkılan kutlu bir yolculuktur. Hicret, ideallerle yücelen bir hayatı mümkün kılmak için başlanan mübarek bir seferdir. Hicret, insanı yaratılış amacından uzaklaştıran her şeyi geride bırakmaktır. Kötülükten iyiliğe, zulüm ve haksızlıktan adalet ve hakikate kararlı bir yöneliştir. Hicret, insanı Allah’a kulluktan alıkoyan her türlü nefsani arzu ve istekten yüz çevirmektir, haram ve günahlardan kaçınmaktır. Tövbe ve dua ile Rabbimizin engin rahmetine sığınmaktır.
Kardeşlerim!
Hicretin gayesi, sorumluluk sahibi, bilinçli, faydalı bireyler yetiştirebilmek için gayret etmektir. Böyle fertlerden oluşan ideal toplumu meydana getirmektir. Erdemli, huzurlu, güvenli ve barış içerisinde yaşayan bir toplum inşa etmek için çaba sarfetmektir hicret. Hicretin gayesi, sevgi, merhamet ve yardımlaşma gibi değerleri tüm insanlıkla buluşturmak için mücadele etmektir.
Ne mutlu hicretin asıl gayesini idrak edebilenlere. Ne mutlu sözünde, özünde dürüst olanlara, Allah’a hakiki kul olanlara, Peygamberine hakiki ümmet olanlara. Ne mutlu İslam’ın hakikatlerini hayatına hakim kılanlara.
Aziz Kardeşlerim!
Bugün önemli bir hususu sizlerle paylaşmak istiyorum. Son zamanlarda sık sık orman yangını haberleri alıyoruz. Bu yangınlarla ciğerlerimiz dağlanıyor, ormanlarla birlikte nice canlılar yok oluyor. Ormanlık alanlarda piknik amacıyla bile olsa lütfen ateş yakmayalım. Yangına sebebiyet verecek atıkları ormanlarda bırakmayalım. Hele hele sigara kullanarak haram işleyen, sağlığını yakan bazı kimseler izmaritiyle orman yangınına sebep olursa bu günahın altından nasıl kurtulacak?
Aziz Kardeşlerim!
Ormanlarımıza kasteden kötü niyetli kişilere karşı uyanık olalım. Yangın ve afetler konusunda yetkililerin uyarılarını dikkate alalım. Onların işlerini kolaylaştıralım. Allah Resulü (s.a.s)’in; “Kıyamet kopuyor olsa dahi elinizdeki fidanı yere dikin.” emrine uyarak, yanan ormanlarımızın yerine yenilerini yetiştirelim. Unutmayalım ki ormanlarımız ve çevremiz bize emanettir. Emanete sahip çıkmak ise hepimizin ortak görevidir. Yüce Rabbim ülkemizi ve milletimizi her türlü afet ve felaketten muhafaza eylesin.