11/جمادى الأولى/1445

“Filistinli mazlumlar için meydanlara dökülen vatandaşlarının çığlıklarına kulak vermelerini tavsiye ediyoruz”

 

  • “Filistinli mazlumlar için meydanlara dökülen vatandaşlarının çığlıklarına kulak vermelerini tavsiye ediyoruz”
  • “Filistinli mazlumlar için meydanlara dökülen vatandaşlarının çığlıklarına kulak vermelerini tavsiye ediyoruz”
  • “Filistinli mazlumlar için meydanlara dökülen vatandaşlarının çığlıklarına kulak vermelerini tavsiye ediyoruz”
  • “Filistinli mazlumlar için meydanlara dökülen vatandaşlarının çığlıklarına kulak vermelerini tavsiye ediyoruz”
  • “Filistinli mazlumlar için meydanlara dökülen vatandaşlarının çığlıklarına kulak vermelerini tavsiye ediyoruz”
  • “Filistinli mazlumlar için meydanlara dökülen vatandaşlarının çığlıklarına kulak vermelerini tavsiye ediyoruz”
  • “Filistinli mazlumlar için meydanlara dökülen vatandaşlarının çığlıklarına kulak vermelerini tavsiye ediyoruz”
  • “Filistinli mazlumlar için meydanlara dökülen vatandaşlarının çığlıklarına kulak vermelerini tavsiye ediyoruz”
  • “Filistinli mazlumlar için meydanlara dökülen vatandaşlarının çığlıklarına kulak vermelerini tavsiye ediyoruz”

 

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, “İşledikleri cinayetlere karşı meydanlara ve sokaklara dökülen kendi halklarını duymalarını, Filistinli mazlumlar için gözyaşı döken ve ‘Durdurun bu katliamı!’ diye haykıran kendi vatandaşlarının çığlıklarına kulak vermelerini tavsiye ediyoruz o ülkelere, emperyalist ülkelere.” dedi.

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Özbekistan’ın başkenti Taşkent’te düzenlenen Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Üye Ülkeleri Diyanet İşleri ve Dini İdare Başkanları 4’üncü Toplantısı’na katıldı.

Kur’an-ı Kerim okunmasıyla başlayan toplantıda konuşan Başkan Erbaş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ve TDT Aksakallılar Heyeti Başkanı Binali Yıldırım’ın selamlarını getirdiğini belirterek, ortak bir tarihe, müşterek bir kültüre, aynı dile ve aynı dine mensup kardeşler olduklarını dile getirdi.

Başkan Erbaş, bugün bir araya gelmelerinin sebebinin sadece dil, tarih, kültür ve inanç olmadığını aynı zamanda adil, güvenli ve müreffeh bir geleceği hep birlikte inşa etmek istediklerini ifade ederek, “Refahımızı geliştirmek, huzurumuzu artırmak ve kardeşliğimizi pekiştirmek için güç birliği yapma arzumuzdur. Bu ortak paydamız ve geleceğimizi birlikte inşa etme idealimiz, birçok alanda iş birliği içinde olmamızı zorunlu kılmaktadır. Özellikle bölgemizin ve tüm dünyanın son yıllarda karşı karşıya kaldığı ciddi meseleler, kardeş Türk devletlerinin birbirleriyle olan bağını, iş birliğini ve eşgüdümünü daha da ileriye taşıma zorunluluğunu açıkça gözler önüne sermektedir.” dedi.

“İslam’ın değerlerini insanlıkla buluşturma görevi Müslüman ilim adamlarının uhdesindedir”

Bugün TDT etkinliğinin her geçen gün artan stratejik bir birliğe dönüştüğüne işaret eden Başkan Erbaş, şunları söyledi:

“Dünyamız savaşlar, yoksulluk, radikalizm terör eylemleri gibi devasa sorunların kuşatması altında tarihinin en zor dönemlerinden birisini yaşıyor. İnsanlık İslam’ın evrensel değerlerine kucaklayıcı ilkelerine, kardeşlik çağrılarına, dayanışma ve paylaşma ahlakına her zamankinden daha fazla muhtaçtır. İslam’ın söz konusu değerlerini insanlıkla buluşturma görevi ise Müslüman ilim adamlarının uhdesindedir. İslam her türlü aşırılığın ve terör faaliyetlerinin karşısında duran bir dindir. İslam ümmetinin varlık delili, itidaldir sözümüzün en önemli dayanağı işte bu ayet-i kerimedir. Ayet-i kerimede Cenab-ı Hak; ‘İşte böyle siz insanlara şahit olasınız. Peygamber de size şahit olsun diye sizi aşırılıklardan uzak bir ümmet yaptık.’ buyurmaktadır.”

“Müslümanların farklılıkları üzerinden suni ayrılıklar oluşturmaya çalışıyorlar”

Başkan Erbaş, İslam’ın ve Müslümanların terörle ilişkilendirilmesinin, gerçekte küresel emperyalizmin kendi sapkın emelleri için ürettiği İslam düşmanlığının bir yansıması olduğuna dikkati çekerek, “Malumunuz olduğu üzere asırlardır sömürge düzenlerini devam ettirmek isteyen emperyalist güçler, kendilerine daima düşmanlar var etmişlerdir. Bu asrın düşmanı ve ötekisi olarak da İslam’ı seçmişlerdir. Bu bağlamda Batılı güçlerin, İslam coğrafyası üzerindeki son birkaç asırlık hegemonyalarını devam ettirebilmek ve buradan elde ettikleri çıkarlarını koruyabilmek için Müslümanların farklılıkları üzerinden suni ayrılıklar oluşturmaya çalıştıkları hepimizin malumudur.” diye konuştu.

Başkan Erbaş, özellikle son çeyrek asırda İslam coğrafyasına yönelik operasyonlar, işgaller, katliamlar için Batı’nın kendi ihdas ettiği terör örgütlerini bir meşruiyet zemini olarak kullandıklarını belirterek, Suriye ve Irak’ta baş gösteren daha sonra pek çok İslam beldesine yayılan DAEŞ’in bunun en açık örneği olduğunun altını çizdi.

“İslam’ı terörle ilişkilendirenler, dünyanın en büyük terör suçlarının faili olan Batılı ülkelerdir”

İslam’ın hiçbir zaman terörün kaynağı olmadığı gibi Müslümanların da hiçbir zaman terörün müsebbibi olmadığını dile getiren Başkan Erbaş, “Esasen İslam’ı terörle ilişkilendirenler, dünyanın en büyük terör suçlarının bizatihi faili olan Batılı ülkelerdir. Zira onlar, sahip oldukları teknoloji ve silah üstünlüğüyle bugün başta Gazze, Kudüs, Filistin olmak üzere Afganistan, Suriye, Irak, Libya, Somali ve Yemen’de insani ve ahlaki her türlü değeri ayaklar altına alarak eşi görülmemiş katliamlar yapmaktadırlar.” ifadelerini kullandı.

“İslam’ı ve Müslümanları terörle ilişkilendirenlerin önce aynaya bakmalarını öneriyoruz”

Başkan Erbaş, sözlerine şöyle devam etti:

“Daha huzurlu bir dünya iddiasıyla ortaya çıkan uluslararası insani örgütler, ideolojiler ve politikalar, inandırıcılığını tamamen kaybetmiştir, çünkü hep ikiyüzlü davranmışlardır. Nitekim artık kendi halkları nezdinde bile hiçbir itibarları kalmamıştır. Dolayısıyla İslam’ı ve Müslümanları terörle ilişkilendirenlerin önce aynaya bakmalarını öneriyoruz. İşledikleri cinayetlere Karşı, meydanlara ve sokaklara dökülen kendi halklarını duymalarını, Filistinli mazlumlar için gözyaşı döken ve durdurun bu katliamı diye haykıran kendi vatandaşlarının çığlıklarına kulak vermelerini tavsiye ediyoruz o ülkelere, emperyalist ülkelere.

İnanıyorum ki bugün sırf Müslüman oldukları için Filistinlilerin feryatlarına duyarsız kalanlar, hatta Gazze’de bebek, çocuk, kadın, yaşlı ve hasta demeden bütün Müslümanları katleden İsrail’e destek olanlar, başta kendi halkları olmak üzere bütün insanlığın vicdanında ilelebet zillete mahkum olacaklardır.”

“Müslümanların ve tüm insanlığın iyiliği ve hayrına olacak hususlarda var gücümüzle çalışmalıyız”

“İslam karşıtlığının alabildiğine desteklendiği bir dönemde bizlere düşen, öncelikle her türlü tehdit ve tehlikeye karşı koyabilmemizi sağlayacak bir vahdet şuurunu geliştirmektir.” ifadesini kullanan Başkan Erbaş, “Sorunlarımızın çözümü için küresel boyutta ortak hareket etme bilinci pekiştirmektir. Bilimden sanata, eğitimden kültüre, tarımdan sağlığa, güvenlikten enerjiye kadar her alanda ortak bir gelecek perspektifi oluşturmaktır. Müslümanların ve tüm insanlığın iyiliği ve hayrına olacak hususlarda iş birliği içerisinde var gücümüzle çalışmaktır.” şeklinde konuştu.

“İslam, Müslümanları fitne ve bozgunculuktan men eden barış dinidir”

Başkan Erbaş, insanlığın, savaşların, şiddetin, terörün ve her türlü radikalizmin önüne geçmek istiyorsa İslam’ın evrensel hakikatlerine ve uyarılarına kulak vermek zorunda olduğuna işaret ederek, “Zira İslam, tek bir masum insanın öldürülmesini tüm insanlığın öldürülmesi gibi gören ve müntesiplerini her türlü fitne ve bozgunculuktan men eden barış dinidir. Dolayısıyla her türlü aşırılık, radikalizm, fanatizm ve terörizmle gerçekten mücadele etmenin yolu, İslam’ın ilke ve değerleri etrafında bir araya gelmekten geçmektedir.” dedi.

“İslam’ın kavramlarını istismar eden terör gruplarıyla mücadele etmeliyiz”

İslam’ın adalet, hakkaniyet ve barış yüklü mesajlarını insanlıkla buluşturmak için özveriyle çalışmaya her zamankinden daha çok ihtiyaç olduğuna dikkati çeken Başkan Erbaş, “Bu noktada Müslüman ülkelerin ve toplulukların dini kurumları ve kuruluşları olarak bizler, öncelikle samimi bir şekilde bir araya gelerek kendi sorunlarımızı müzakere etmek ve onlara çözümler üretmeliyiz. Barış ve merhamet dini İslam’ın kavramlarını istismar eden terör gruplarıyla, referansını dinden aldığını iddia ederek coğrafyamızda bozgunculuk yapan illegal yapılarla daha bilinçli bir şekilde mücadele etmeli, bunların İslam ile bağının olamayacağını söylem, eylem ve ilmi çalışmalarımızla ortaya koymalıyız.” ifadelerini kullandı.

Başkan Erbaş, toplumların değişim ve gelişimi hususunda eğitimin önemine işaret ederek, “Dolayısıyla eğitim alanındaki iş birliğimizi daha da güçlendirmeliyiz. Tecrübe paylaşımı, müfredat, kaynak, materyal geliştirme gibi alanlarda ortak çalışmalar içinde olmamız son derece önemlidir. İnanıyorum ki tarihimizden tevarüs ettiğimiz ilim ve irfan külliyatımız, kültür ve medeniyet müktesebatımız, sadece kendi sorunlarımızın değil, bütün insanlığın sorunlarına çözüm üretme noktasında sahip olduğumuz en değerli imkandır.” diye konuştu.

“Dualarınız bizlere hep güç ve cesaret verdi”

TDT üye ülkelerine, 6 Şubat 2023’te gerçekleşen depremlerde göstermiş oldukları vefa ve sergilemiş oldukları fedakarlıklardan dolayı teşekkürlerini ileten Başkan Erbaş, “Binlerce insanımızın vefat ettiği, binlercesinin de yaralı olarak kurtulduğu deprem felaketinde sizlerin destekleri unutulmaz. Dualarınız bizlere hep güç ve cesaret verdi.” dedi.

Toplantıya, Diyanet İşleri Başkanı Erbaş’ın yanı sıra Özbekistan Müslümanları İdaresi Reisi ve Başmüftü Nuriddin Haliknazarov, TDT Genel Sekreteri Kubanıçbek Ömüraliyev, Azerbaycan Kafkas Müslümanları İdaresi Başkanı Allahşükür Paşazade, Kazakistan Müslümanlarının Dini İdare Başkanı Başmüftü Nauryzbay Taganuly, Kızgızistan Müslümanlarının Dini İdaresi Ulema Konseyi Başkanı Abdimanap Masaliyev ve Türkmenistan Başmüftüsü Yalkap Hojaguliyev katıldı.