11/جمادى الأولى/1445

“İnancını, tarihini, medeniyetini, değerlerini bilmeyen bir toplum, aydınlık bir gelecek inşa edemez”

 

  • “İnancını, tarihini, medeniyetini, değerlerini bilmeyen bir toplum, aydınlık bir gelecek inşa edemez”
  • “İnancını, tarihini, medeniyetini, değerlerini bilmeyen bir toplum, aydınlık bir gelecek inşa edemez”
  • “İnancını, tarihini, medeniyetini, değerlerini bilmeyen bir toplum, aydınlık bir gelecek inşa edemez”
  • “İnancını, tarihini, medeniyetini, değerlerini bilmeyen bir toplum, aydınlık bir gelecek inşa edemez”
  • “İnancını, tarihini, medeniyetini, değerlerini bilmeyen bir toplum, aydınlık bir gelecek inşa edemez”
  • “İnancını, tarihini, medeniyetini, değerlerini bilmeyen bir toplum, aydınlık bir gelecek inşa edemez”
  • “İnancını, tarihini, medeniyetini, değerlerini bilmeyen bir toplum, aydınlık bir gelecek inşa edemez”

 

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, “İnancını, tarihini, medeniyetini, değerlerini bilmeyen bir toplum ve nesil sağlıklı ve aydınlık bir gelecek inşa edemeyecektir.” dedi.

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Özbekistan’ın başkenti Taşkent’te düzenlenen “Türk Devletleri Teşkilatı ‘Maturudi Eğitimi ve Şimdiki Zaman’ Türk Devletleri Ulemaları Forumu”na katıldı.

Buradaki konuşmasında, Biruni, İbn-i Sina, Ali Kuşçu, Uluğbey, İmam-ı Buhari, İmam-ı Tirmizi gibi alimlerin ve gönül erlerinin Özbekistan’da yetiştiğini hatırlatan Başkan Erbaş, “Dolayısıyla bu toprakları konuşmak, aslında bilgiyi, hikmeti, muhabbeti ve kardeşliği konuşmaktır. Bu toprakların yetiştirdiği İmam-ı Maturidi’yi konuşmak, asırlardır yolumuzu aydınlatan büyük bir ilim ve irfan medeniyetini konuşmaktır.” dedi.

Başkan Erbaş, İslam medeniyetinin bilgi, hikmet ve ilim medeniyeti olduğunu dile getirerek, “Müslümanların Kur’an ve sünneti esas alarak bir hayat ve toplum inşa ettiği dönemlerde, yeryüzü, huzur ve güven açısından, bütün insanlar için daha iyi konumda olmuştur.” diye konuştu.

“Değerlerinden uzaklaşan Müslümanlar asırlar boyu acımasız saldırıların hedefi oldu”

Müslümanların Kur’an ve sünneti, İslam’ın kaynak eserlerini ve İslam medeniyetini iyi tanıma noktasında ciddi eksiklikleri olduğuna dikkati çeken Başkan Erbaş, sözlerine şöyle devam etti:

“Nitekim Müslümanlar olarak son birkaç asırdır yüce dinimiz İslam’ın mesaj ve ilkeleriyle aramıza koyduğumuz mesafe, bugün içinde bulunduğumuz olumsuz tablonun ana sebeplerinden biridir. Bu çerçevede gerek dini saiklerle, gerekse bölgesel ve kültürel farklılıklardan hareketle zuhur eden yapay sorunlar, Müslüman toplumların uzun yıllar birbirleriyle anlamsız bir kavgaya sürüklemesine sebep olmuştur.

Bu durum, İslam coğrafyasını, küresel emperyalizmin sömürge ve istila politikalarına maruz bırakmıştır. İslam dünyası, savaşlar ve işgaller altında zor ve sıkıntılı süreçler yaşamıştır. Kendi medeniyet köklerinden ve değerlerinden uzaklaşan Müslümanlar zayıflamış ve asırlar boyu acımasız saldırıların ve korkunç katliamların hedefi olmuştur. Bu bağlamda ciddi ve köklü bir muhasebe ve özeleştiri yapmak zorundayız.”

“İhmallerimizle ve hatalarımızla yüzleşmekten asla kaçınmamalıyız”

Başkan Erbaş, bir zamanlar ilim, irfan ve sekinet yurdu olan İslam coğrafyasının bugün niçin şiddete, savaşlara, merhametsizliğe ve cehalete düçar olduğunun doğru okunması gerektiğini belirterek, “İslam ülkelerinin vekalet savaşlarıyla küresel aktörlerin güç gösterisi alanına dönüşmesinin sebeplerini iyi analiz etmeliyiz. İhmallerimizle ve hatalarımızla yüzleşmekten asla kaçınmamalıyız. Yaşananları anlama noktasında doğru yaklaşımı kaybedersek, sorunlarımıza kalıcı çözümler üretme imkanını da kaybetmiş oluruz.” ifadelerini kullandı.

Yaşanılan sorunlar ve olumsuzlukların ümitsizliğe ve karamsarlığa sevk etmemesi gerektiğini kaydeden Başkan Erbaş, şöyle konuştu:

“Bizler bütün sorunlarımızı çözebilecek azme, inanca ve medeniyet birikimine sahibiz elhamdülillah. Çünkü bizler Yüce Allah’ın gönderdiği en son ve mükemmel dinin mensuplarıyız. Başta İslam coğrafyası olmak üzere insanlığın devasa sorunlarını çözme noktasında Kur’an ve sünnetin hakikatleri bütün açıklığıyla elimizdedir. Bu büyük bir imkandır hepimiz için.

Bizlere düşen, öncelikle yeniden vahyin ve sünnetin rehberliğini kuşanmaktır. Bilgi, hikmet, tefekkür ve tezekkürle yeniden özümüze dönmektir. Dinimizin ve medeniyetimizin kaynaklarını en doğru şekilde anlayıp, en uygun yöntemle günümüze taşımaktır. Diğer taraftan dünyadaki siyasi, iktisadi, askeri, teknolojik, sosyal ve kültürel gelişmeleri yakından takip edilmesi ve bunların küresel etkilerinin sağlıklı bir şekilde değerlendirilmesi de göz ardı edilmemesi ve gereken her türlü katkıyı sağlamak çok önemli bir konudur.”

Başkan Erbaş, Kur’an, sünnet ve medeniyet müktesebatı ışığında çağın sorunlarına çözüm olacak bilgi üretmenin ve onu insanlığın istifadesine sunmanın, alimlere, entelektüellere, bilim adamlarına ve dini teşkilatlara düşen önemli bir vazife olduğuna işaret ederek, “Zira inancını, tarihini, medeniyetini, değerlerini bilmeyen bir toplum ve nesil, sağlıklı ve aydınlık bir gelecek inşa edemeyecektir. İnancından uzak ve değerlerinden habersiz nesiller, din istismarı ve din üzerinden şiddet ve terör üreten yapılar karşısında zayıf ve savunmasız kalacaktır.” dedi.

Başkan Erbaş, İmam-ı Maturidi’yi anlama adına gerçekleştirilen bu buluşmayı son derece kıymetli bir faaliyet olarak gördüğünü dile getirdi.