Friday, May 26, 2023

Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Çankırı’da hutbe irad etti

 

  • Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Çankırı’da hutbe irad etti
  • Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Çankırı’da hutbe irad etti
  • Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Çankırı’da hutbe irad etti
  • Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Çankırı’da hutbe irad etti
  • Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Çankırı’da hutbe irad etti
  • Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Çankırı’da hutbe irad etti
  • Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Çankırı’da hutbe irad etti
  • Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Çankırı’da hutbe irad etti
  • Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Çankırı’da hutbe irad etti
  • Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Çankırı’da hutbe irad etti
  • Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Çankırı’da hutbe irad etti
  • Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Çankırı’da hutbe irad etti
  • Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Çankırı’da hutbe irad etti
  • Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Çankırı’da hutbe irad etti
  • Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Çankırı’da hutbe irad etti

 

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Çankırı’da yapımı tamamlanan ve açılışı bugün yapılan Karatekin Üniversitesi Camii’nde hutbe irad etti, ardından Cuma namazını kıldırdı

“Cumanız mübarek olsun aziz kardeşlerim!

Sizleri Çankırı Karatekin Üniversitesi Camii’nin minberinden selamlıyorum. Allah’ın selamı, rahmeti, mağfireti, bereketi, ikramı ve ihsanı hepinizin üzerine olsun. Bugün bu güzel caminin açılışını yaparak Cuma namazı kılmayı bizlere burada nasip eden Rabbimize sonsuz şükürler olsun, hamdolsun.

Aziz Kardeşlerim!

Allah’ın lütuf ve inayetiyle kardeş olan, aynı safta omuz omuza O’nun divanına duran, aynı iman ve aynı şuurla bir arada bulunan değerli kardeşlerim! Cumamız mübarek olsun!

Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.s) Efendimiz bir defasında ashabına şöyle buyurmuştu: “Allah’ın Peygamber ya da şehit olmayan öyle kulları vardır ki kıyamet gününde Allah’a olan yakınlıkları sebebiyle, Peygamberler de, şehitler de onlara gıpta ederler.” Bu büyük müjdeyi işiten sahabe-i kiram, “Ya Resulallah! Bunlar kimlerdir?” diye sordular. Bunun üzerine Sevgili Peygamberimiz (s.a.s) şöyle buyurdu: “Bunlar, aralarında akrabalık bağı ya da herhangi bir menfaat ilişkisi bulunmayan, sırf Allah için birbirlerini seven Müslümanlardır.”

Aziz Kardeşlerim!

Yüce dinimiz İslam, tevhid ve vahdet dinidir. Birlik ve beraberlik dinidir. Yardımlaşma ve dayanışma dinidir. Dinimiz, toplumun bütün fertleriyle iyilik ve adalet esasına dayalı ilişkiler kurmamızı, sevgi ve saygı içinde kardeşçe yaşamamızı, şefkat ve merhametle birbirimize muamele etmemizi emretmiştir. Birbirimize sırt çevirmeyi, ilgi ve alakayı kesmeyi, kardeşlik bağlarını koparmayı, her türlü olumsuz söz ve davranışta bulunmayı da yasaklamıştır. Nitekim Yüce Rabbimiz, “Hep birlikte Allah’ın ipine sımsıkı sarılın. Parçalanıp bölünmeyin.”  buyurmaktadır. İstiklal Marşı şairimiz Mehmet Akif Ersoy, adeta bu ayet-i kerimeyi tefsir edercesine, “Girmeden tefrika bir millete, düşman giremez; Toplu vurdukça yürekler, onu top sindiremez.” beytiyle bu konunun ne kadar önemli olduğuna vurgu yapmıştır.

Aziz Kardeşlerim!

Rahmet Peygamberi Hz. Muhammed Mustafa (s.a.s) Efendimiz başka bir hadis-i şeriflerinde de bizleri şöyle uyarmaktadır: “Birbirinizle ilgi ve alakayı kesmeyin, birbirinize sırt çevirmeyin, birbirinize kin beslemeyin, birbirinize haset etmeyin. Ey Allah’ın kulları! Kardeşler olun.”

Aziz Müslümanlar!

Bizler, aynı dine inanan, aynı Rabbe kulluk eden, aynı kıbleye yönelen, aynı Kitabı rehber edinen, aynı Peygambere gönül veren müminleriz. Dünyaya barış ve adaletin en güzel örneklerini sunan, din, vatan, bayrak ve mukaddesat uğruna feda-yı can eyleyen şanlı bir ecdadın torunlarıyız. Başa kakmadan, karşılık beklemeden, kökenine, inancına, mezhebine ve düşüncesine bakmadan, insan onurunu rencide etmeden ihtiyaç sahiplerine yardım etmeyi kendine şiar edinen bir medeniyetin çocuklarıyız. Böylesine köklü bir medeniyetin mensubu olan bizlere düşen, kardeşlik ahlakını kuşanmak, gönül alıcı söz ve davranışlarla birbirimizin hukukunu gözetmektir.

Hürriyetimizin nişanesi, hepimizin ortak yurdu olan cennet vatanımız, ecdadımızın bizlere bir emanetidir. Şanlı bayrağımız bağımsızlığımızın sembolüdür; gölgesinde kardeşçe yaşayabilmek için hepimize yer vardır elhamdülillah. Şehadetleri dinin temeli olan ezan-ı Muhammedi, bizleri birliğe ve kardeşliğe çağırmaktadır. Öyleyse farklılıklarımızı bir zenginlik kabul edelim. Bizi kardeş kılan, bizi millet yapan değerlerimize sımsıkı sarılalım. Allah Resulü Hz. Muhammed Mustafa (s.a.s)’in şu hadisini asla unutmayalım: “Müminler, birbirlerini sevmede, birbirlerine merhamet ve şefkat göstermede, tıpkı bir organı rahatsızlandığında diğer organları da uykusuzluk ve yüksek ateşle bu acıyı paylaşan bir beden gibidir.”

Aziz Kardeşlerim!

İçinde bulunduğumuz Mayıs ayı Anadolu’nun İslam’a açılan ilk kapısı Diyarbakır yöresinin sahabe-i kiram tarafından fethedildiği aydır. Önümüzdeki Pazartesi günü ise İstanbul’un fethinin 570. yıl dönümüdür. Allah Resulü (s.a.s) İstanbul’un fethini şöyle müjdelemiştir: “İstanbul mutlaka fetholunacaktır. Onu fetheden komutan ne güzel komutandır! Ve o asker, o ordu, ne güzel askerdir, ne güzel ordudur!”

Aziz Kardeşlerim!

Şanlı ecdadımızın gönlüne İstanbul’u fethetme sevdasını düşüren, asrın en ileri bilgi ve teknolojisinden istifade ederek aşılmaz denilen surları yerle yeksan ettiren, inanç ve azimle gemileri karadan yürüten, Ayasofya’yı fethin sembolüne, İslam’ın mabedine dönüştüren işte bu Peygamber müjdesine nail olma arzusudur.

Bu vesileyle şanlı ecdadımızı, aziz şehitlerimizi ve kahraman gazilerimizi rahmetle yad ediyorum. Hutbemi şu ayet-i kerime meali ile bitiriyorum: “Allah’a ve Resulüne itaat edin, birbirinize düşmeyin, sonra gevşersiniz ve gücünüz elden gider. Sabırlı olun. Çünkü Allah sabredenlerle beraberdir.”