İstanbul’da düzenlenen 11. Dünya Helal Zirvesi ve Helal Expo 2025’in açılış programında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın mesajı okundu. Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Safi Arpaguş ile Ticaret Bakanı Ömer Bolat programa katıldı.
Cumhurbaşkanlığı himayelerinde, İslam İşbirliği Teşkilatının (İİT) ilgili kuruluşu İslam Ülkeleri Standartlar ve Metroloji Enstitüsü (SMIIC) işbirliğinde, Ticaret Bakanlığı ve Helal Akreditasyon Kurumu koordinasyonunda gerçekleştirilen 11. Dünya Helal Zirvesi ve Helal Expo Uluslararası Ticaret Fuarı, İstanbul Fuar Merkezi'nde başladı.
Programda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın mesajı okundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, mesajında, ticari kapasitesi 7 trilyon doları bulan helal belgeli ürün ve hizmetlerin, ülkede olduğu gibi bütün dünyada da beğeniyle tercih edildiğini kaydetti.
Temiz, sağlıklı ve dini hassasiyetleri gözeten nitelikleriyle tüketiciye arz edilen helal belgeli ürün ve hizmetlerin dünya genelinde 2 milyar insana ulaşmasının sektörün geleceğine dair beklentileri kuvvetlendirdiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:
"Uluslararası ticaretin en dinamik buluşma noktalarından biri haline gelen ülke iş forumları ve B2B organizasyonlarının, sektördeki firmalar, kurumlar ve tüketiciler için yeni ufuklar açacağına inanıyorum. Türkiye, gıda güvenliğinin titizlikle sağlanması, tüketiciye daima temiz ve sağlıklı gıda mamullerinin sunulması ve insan sağlığını tehdit edecek unsurların bertaraf edilmesi hususunda her türlü tedbiri almaktadır. Uluslararası gıda güvenliği standartlarına uygun olarak düzenlediğimiz Türk Gıda Kodeksi'ni yurdun her köşesinde titizlikle uyguluyoruz. Ülkemizde satışa sunulan gıdaların sıhhatini test etme ve kalitesini artırmaya yönelik tedbir, tetkik, teftiş mekanizmalarını titizlikle işletiyoruz."
Ticaret Bakanı Bolat: "İslam ülkeleriyle toplam ticaret içerisinde payımız yüzde 26'ya yükseldi"
Zirvenin açılışında konuşan Bakan Bolat, 110 ülkeden katılımcının bulunduğu etkinlik kapsamında 3 gün boyunca stantların gezileceğini belirterek, İslam ülkelerinden, yurt dışından ve Türkiye'den toplam 30 bin ziyaretçinin programa kayıt yaptırdığını söyledi.
Bakan Bolat, etkinlik boyunca helal ticaretin önemi, gelişimi ve daha fazla nasıl geliştirileceği konusunda çeşitli fikir alışverişleri ve istişareler gerçekleştirileceğini kaydetti.
Bakan Bolat, Filistin’deki Müslümanlara selamlarını ileterek, "Onlar tarih yazdılar. Dünyaya 2 milyarlık Müslüman ümmeti adına İsrail'in katliamına karşı çok başarılı bir direnç, direniş gösterdiler." dedi.
Bakan Bolat, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"İslam ülkelerinin bu zorlu süreçte daha fazla dayanışma içine girmesi, kendi aralarındaki ekonomik bütünleşmeyi güçlendirmeleri, kendi aralarındaki ticaretleri artırmaları çok büyük önem taşımakta. Cumhurbaşkanımızın liderliğinde Türkiye olarak son 22 senede başta komşu ülkeler olmak üzere tüm İslam dünyası ile de ticaretimizi, ekonomik ilişkilerimizi artırmayı amaçlayan politikalar uyguladık, tedbirler aldık. Bunun sonucunda bugün itibarıyla Türkiye'nin İslam ülkeleriyle ticaretinin toplam ticareti içindeki payı yüzde 26'ya yükseldi."
Bakan Bolat, İslam İşbirliği Teşkilatı, Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesi (İSEDAK), İslam Kalkınma Bankası, SMIIC ve Gelişen Sekiz Ülke (D8) Ekonomik İşbirliği Örgütü gibi uluslararası platformlar üzerinden İslam ülkelerinin ikili bazda ekonomik ilişkilerini geliştirmek için canla başla mücadele verdiklerini ve vermeye devam edeceklerini anlattı.
Diyanet İşleri Başkanı Arpaguş: “Onurlu, güvenli ve sağlıklı bir hayatın yolu, kulluk şuurunun ve helal-haram bilincinin canlı tutulmasından geçmektedir”
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Safi Arpaguş ise programda yaptığı konuşmada, İslamiyet’in ilke ve ölçülerinin en temel gayesinin insanın canını, malını, neslini, aklını ve dinini her türlü tahribat ve tahrifattan muhafaza etmek olduğunu ifade etti. Bu değerlerin korunabilmesi için hiç şüphesiz insanın duygu, düşünce ve iradesini Allah’ın muradıyla buluşturması gerektiğini belirten Başkan Arpaguş, şunları kaydetti:
“İnsanın bütün boyutlarıyla hayatını yaratılış gayesi doğrultusunda, istikamet üzere devam ettirmesi icap eder. Yaratılış itibariyle saygın bir varlık olan insanın hem selim fıtratını hem de saygınlığını koruyarak yaşayabilmesi için hayatın her anında ve alanında Cenab-ı Hakk’ın belirlediği sınırlara riayet etmesi elzemdir. Söz konusu sınırlar ise Kur’an-ı Kerim’de ‘helal’ kavramıyla ifade edilen meşru, maruf ve makul bir hayat düsturuna karşılık gelmektedir. Onurlu, güvenli ve sağlıklı bir hayatın yolu, kulluk şuurunun ve helal-haram bilincinin canlı tutulmasından geçmektedir.”
İnsanın helal ve temiz olanla iktifa edip haram ve kötü olanla arasına mesafe koymasının her şeyden önce mühim bir kulluk vazifesi olduğunu dile getiren Başkan Arpaguş, “Kişinin yaratıcıya karşı teslimiyet, yaratılış gayesine riayet ve yaratılanlara karşı mesuliyet bağlamındaki seviyesi, onun helal-haram çizgileri karşısındaki tavrından net bir şekilde okunabilir. Zira insanın daima helali merkeze alan bir irade göstermesi, onun dünya ve içindekiler karşısındaki asil duruşunun bir yansıması ve Cenab-ı Hakk’a sadakatinin bir ifadesidir. Böyle bir sadakat, kişide, Allah’ın neyi helal ve neyi haram kıldığını bilmek ve onu davranışa dönüştürme gayreti olarak ortaya çıkar.” ifadelerini kullandı.
“Helal-haram bilincinin kaybedilmesi ciddi yozlaşmalara sebebiyet verebilmektedir”
Haramlardan kaçınmanın, esas itibariyle insanın Rabbine, kendisine ve çevresine duyduğu saygının bir gereği olduğunu vurgulayan Başkan Arpaguş, şu ifadelere yer verdi:
“Böyle bir saygı ise ancak özümsenmiş bir iman, içselleştirilmiş bir ahlak ve süreklilik arz eden bir şuur ile hayat bulacaktır. Diğer taraftan helal-haram bilincinin kaybedilmesi ise anlam, değer ve gaye bakımından ciddi yozlaşmalara sebebiyet verebilmektedir. Bilinmelidir ki bir toplumda ticari ve iktisadi faaliyetler, meşruiyetini o toplumun dini ve ahlaki değerlerinden, örfi ve hukuki normlarından almıyorsa orada ciddi bir bozulma söz konusudur. Böyle bir vasatta istikametini yitiren insanın kötülükler ve günahlar tarafından kuşatılması ve neticede nefisle mücadelesinde mağlubiyete düçar olması kaçınılmazdır.”
“Helal sınırları içinde üretme ve tüketme sorumluluğu, bütün Müslümanların uhdesindedir”
Modern çağın tüketim endüstrisinin çarkları arasında tükenmemek için daha güçlü bir bilinç ve daha etkin bir duyarlılığa ihtiyaç olduğunu aktaran Başkan Arpaguş, “Tarımdan hayvancılığa, tıbbi malzemelerden gıda teknolojilerine kadar her alanda kendi ürünlerini Yüce Allah’ın koyduğu helal sınırları içinde üretme ve tüketme sorumluluğu, bütün Müslümanların uhdesindedir.” ifadelerini kullandı.
Diyanet İşleri Başkanlığının ilgili kurum ve kuruluşlarla yakın bir çalışma içinde olduğunu söyleyen Başkan Arpaguş, “Gerek Din İşleri Yüksek Kurulumuz gerekse Din Hizmetleri Genel Müdürlüğümüz bünyesinde oluşturduğumuz birimler, ‘helal ürün ve hizmetler’ konusundaki çalışmalarını hassasiyetle devam ettirmektedir.” dedi.
Etkinliğe, İstanbul Valisi Davut Gül ve çeşitli ülkelerden temsilciler katıldı.