viernes, 23 de agosto de 2019

Diyanet İşleri Başkanı Erbaş’tan ‘Faiz’ konulu hutbe

 

  • Diyanet İşleri Başkanı Erbaş’tan ‘Faiz’ konulu hutbe
  • Diyanet İşleri Başkanı Erbaş’tan ‘Faiz’ konulu hutbe
  • Diyanet İşleri Başkanı Erbaş’tan ‘Faiz’ konulu hutbe
  • Diyanet İşleri Başkanı Erbaş’tan ‘Faiz’ konulu hutbe
  • Diyanet İşleri Başkanı Erbaş’tan ‘Faiz’ konulu hutbe
  • Diyanet İşleri Başkanı Erbaş’tan ‘Faiz’ konulu hutbe
  • Diyanet İşleri Başkanı Erbaş’tan ‘Faiz’ konulu hutbe
  • Diyanet İşleri Başkanı Erbaş’tan ‘Faiz’ konulu hutbe
  • Diyanet İşleri Başkanı Erbaş’tan ‘Faiz’ konulu hutbe
  • Diyanet İşleri Başkanı Erbaş’tan ‘Faiz’ konulu hutbe
  • Diyanet İşleri Başkanı Erbaş’tan ‘Faiz’ konulu hutbe
  • Diyanet İşleri Başkanı Erbaş’tan ‘Faiz’ konulu hutbe
  • Diyanet İşleri Başkanı Erbaş’tan ‘Faiz’ konulu hutbe
  • Diyanet İşleri Başkanı Erbaş’tan ‘Faiz’ konulu hutbe

 

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Ahmet Hamdi Akseki Camii'nde ‘Faiz’ konulu hutbe irad etti ve Cuma namazı kıldırdı.

Aziz Kardeşlerim, bugünkü hutbemizde faizin toplumsal zararları ve toplumda açtığı yaraları Kitap ve sünnete dayanarak sizlerle paylaşmaya çalışacağım.

Muhterem Müslümanlar!

Hicretin onuncu, risaletin son senesiydi. Peygamber Efendimiz (s.a.s) hac farizasını yerine getirmek üzere ashabıyla birlikte Arafat’a ulaştı. Burada, yıllar sonra “Veda Hutbesi” diye meşhur olacak olan hutbesini îrâd etti. İnsanlığın yolunu aydınlatacak tavsiyelerde bulundu. Birtakım haramlara ve sapmalara karşı ümmetini ve bütün insanlığı uyardı uyardı. Allah Resûlü’nün Veda Hutbesinde “Câhiliyeye ait her şey ayaklarımın altındadır” diyerek bir daha dönülmemek üzere yasakladığı hususlardan biri de faiz idi. Peygamber Efendimiz, faizin her çeşidini ayakları altına aldığını ilan ederek müminlere şöyle seslendi: “İyi bilin ki faizin her çeşidi kesinlikle haramdır, kaldırılmıştır.”

Kardeşlerim!

Faiz, borç verilen bir parayı veya malı belli bir süre sonunda fazlasıyla geri almaktır. Borçlunun alacaklısına ödemek zorunda bırakıldığı meşrû olmayan, karşılıksız ve hak edilmeyen fazlalıktır. Alın teri dökmeden, emek sarf etmeden, haksız yoldan kazanç elde etmektir. Dara düşmüş, zorda kalmış kişilerin bu hallerini istismar etmektir, fırsata çevirmektir.

Kıymetli Müslümanlar!

İslam, faizin her türünü kesin olarak haram kılmıştır. Faizli işlemleri en büyük günahlardan saymıştır. Nitekim Yüce Rabbimiz, hutbemin başında okuduğum ayet-i kerimede müminleri şöyle uyarmaktadır: “Ey iman edenler! Kat kat arttırılmış olarak faiz yemeyin. Allah’a karşı gelmekten sakının ki kurtuluşa eresiniz.”

Değerli Müminler!

Allah’ın bütün emir ve yasakları kullarının iyiliği içindir. Onların dünyada huzurlu, ahirette mutlu olmalarına yöneliktir. İslam’ın faizi haram kılmasında da hem birey hem de toplum açısından birçok hikmet vardır.
Faiz, yalnızca malın değil, aynı zamanda ömrün de bereketini azaltır. Faiz yüzünden ortaya çıkan nice iflaslar, intiharlar, dağılan yuvalar, heba olan hayatlar vardır. Faizin yaygın olduğu toplumlarda dar gelirliler ve yoksullar ezilir. Zenginle fakir arasındaki uçurum gittikçe derinleşir. Allah rızâsı için borç verme, yardımlaşma, sevgi, merhamet, şefkat, ihsan ve infak gibi erdemli davranışlar ortadan kalkar. Dinî ve ahlâkî değerler örselenir. Helal haram duyarlılığı zayıflar. Nihayetinde meşru olup olmadığına bakmaksızın kazanç elde etmeye çalışmak, toplumda büyük huzursuzluklara sebep olur.

Aziz Müslümanlar!

Faize bulaşan kişi emeksiz ve kolay yoldan kazanç elde ettiğini zannetse de aslında kaybetmeye mahkûmdur. Nitekim Cenâb-ı Hak, Kur’an-ı Kerim’de “Allah, faizle elde edilen malı mahveder, zekâtı ve sadakası verilen malı ise artırır” buyurmaktadır. Zira zekât ve sadaka verenin malı bereketlenip artar. Kalbi huzurla, amel defteri sevapla dolar. Faiz ise servetin bereketini ortadan kaldırır. Sahibine günahtan başka kazanç sağlamaz. Hem maddî hem de manevî anlamda iflasını hazırlar. Allah Resûlü (s.a.s) faizin eninde sonunda sahibine kaybettireceğini şöyle ifade etmiştir: “Faiz yoluyla mal çoğaltan hiç kimse, malının hayrını göremez.”

Kardeşlerim!

Yüce dinimiz bizlere geçimimizi helal yoldan temin etmeyi emretmiştir. Peygamber Efendimiz (s.a.s) “Hiç kimse kendi el emeğinin kazancından daha hayırlı bir yiyecek yememiştir.” buyurmuştur. Hâlbuki ticaret ve faiz birbirinden tamamen ayrı şeylerdir. Nitekim Kur’an’ın ifadesiyle “Allah, alış verişi helâl, faizi ise haram kılmıştır.” Bunun için bize düşen, ticaretimizi yaparken, faize bulaşmama hususunda son derece hassas davranmaktır.

Kıymetli Müslümanlar!

Dinimizin bütün ikazlarına rağmen faizi terk etmeyenlerin karşılaşacağı hüsran, Kur’an-ı Kerim’de şöyle dile getirilmektedir: “Faiz yiyenler, kabirlerinden şeytanın çarptığı kimsenin kalktığı gibi kalkarlar. Bu, onların ‘Alışveriş de faiz gibidir’ demelerinden dolayıdır…”

O halde kardeşlerim, tarih boyunca ekonomik hayatın en büyük sömürü ve zulüm araçlarından biri olan faiz felaketinden uzak duralım. Faizle elde edilen maldan hayır gelmeyeceğinin idrakinde olalım. Şu geçici dünya hayatımızda daha çok kazanmaktan ziyade, helalinden kazanıp helal yolda harcamaya gayret edelim. Mahşer günü, malımızı nereden kazanıp nereye harcadığımızın hesabını vermeden Allah’ın huzurundan ayrılamayacağımızı asla unutmayalım. Hutbemi Rabbimizin şu uyarısıyla bitiriyorum: “Ey iman edenler! Allah'tan korkun. Eğer gerçekten inanıyorsanız mevcut faiz alacaklarınızı terk edin. Eğer böyle yapmazsanız, Allah ve Resûlü tarafından faizcilere karşı açılan savaştan haberiniz olsun. Eğer tevbe edip vazgeçerseniz, anaparanız sizindir; ne haksızlık etmiş ne de haksızlığa uğramış olursunuz.” Rabbim bizi tüm haramlardan uzak eylesin.

Kardeşlerim!

Bugün sosyal medyada yoğun bir şekilde yer alan, birkaç gün önce bir ilimizde hunharca işlendiği ortaya çıkan cinayette vefat eden hanım kardeşimize onun gibi bu şekilde şiddete ve cinayete maruz kalan nice mazluma Allah’tan rahmet, arkalarında bıraktıkları yavrularına ve sevdiklerine sabırlar diliyorum.

Herkes bilmelidir ki, her ne sebeple olursa olsun bir kadının şiddete maruz bırakılması ve canına kıyılması, en büyük zulümdür. İslam’la ve insanlıkla asla bağdaşmayan büyük bir günahtır. Dinimizde kadının canı, onuru ve hakları dokunulmazdır ve emanettir. Nitekim Efendimiz (sav) “sizin en hayırlınız eşine karşı en hayırlı olanınızdır” buyurmuştur. Diğer taraftan Mümin elinden ve dilinden hiç kimsenin zarar görmediği kişidir. Bir daha bu tür acı olayları milletimize yaşatmamasını cenabı haktan niyaz ediyorum.