7 Aralık 2017 Perşembe
Bugün insanlığın kadim şehri ve İslam’ın ilk kıblesi Kudüs haksızca bir teşebbüsle karşı karşıyadır. İnsanlığı, kadim geleneği, uluslararası hukuku hiçe sayan pervasız bir anlayış Kudüs’ü, Filistin coğrafyasında haksız bir yaklaşımla İsrail’in başkenti yapma gayreti içerisindedir.
Bugün insanlığın kadim şehri ve İslam’ın ilk kıblesi Kudüs haksızca bir teşebbüsle karşı karşıyadır. İnsanlığı, kadim geleneği, uluslararası hukuku hiçe sayan pervasız bir anlayış Kudüs’ü, Filistin coğrafyasında haksız bir yaklaşımla İsrail’in başkenti yapma gayreti içerisindedir.
Bilinmelidir ki;
Kudüs nice Peygamberin hatırasını barındıran bir İslam şehridir.
Kudüs, tarihten beri, farklılıklar içinde bir arada yaşama tecrübesinin en muhteşem örneğidir.
Kudüs her bir mümin’in canından, malından aziz bildiği mukaddes bir şehirdir. Kudüs sadece Filistin ve Mescid-i Aksa civarında yaşayan Müslümanların değil, tüm dünya Müslümanlarının ortak meselesidir.
Kudüs ve Mescid-i Aksa Müslümanlara Hz. Peygamber’in müjdesi ve emanetidir. Mekke ve Medine Müslümanlar için ne ise Miraç mucizesinin gerçekleştiği Kudüs de odur. Kudüs’ün statüsü sadece siyasi bir konu olarak değerlendirilemez. O herhangi bir ülkedeki herhangi bir toprak parçası değildir. Onun İslam tarihi boyunca Müslümanlarca titizlikle korunan Daru’s-Selam yani barış yurdu olma niteliği bu gün yıkılmak istenmekte, böyle bir teşebbüsle barış yurdunun çatışma yurdu haline getirilmesi hedeflenmektedir.
Kudüs’ü insaf yoksunu bir avuç azınlığa teslim etme gayreti sağduyuyu ortadan kaldırmak ve insanlığın vicdanının sızlamasına sebep olmaktır. Birlikte yaşama kültürüne, huzura, barışa ve güvenliğe vurulan bir darbedir.
Diyanet işleri başkanlığı her türlü işgal ve zulme rağmen yıllardır Mescid-i Aksa’nın muhafızlığını yapan Filistinli mazlum Müslümanların yanındadır, yanında olmaya ve her türlü desteği sunmaya devam edecektir.