13 Mayıs 2024 Pazartesi
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, “Müslümanlar olarak yarınlara umutla bakabilmemizin yolu, birlik, beraberliğimizi güçlendirmekten, her alanda ortak akıl, yaklaşım ve söylem geliştirmekten ve uygulanan çifte standarda, haksızlığa, zulme, işgale karşı yekvücut bir şekilde karşı koymaktan geçmektedir.” dedi.
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından İstanbul’da düzenlenen “Dünya İslam Bilginleri İstişare Zirvesi”ne katıldı.
Çok sayıda Müslüman ülkeden din adamını bir araya getiren zirvenin açılış oturumunda konuşan Başkan Erbaş, zirveye katılan İslam ülkelerinin değerli ilim insanlarını İstanbul’da ağırlamaktan büyük bir memnuniyet duyduğunu ifade etti.
“Batı düşüncesi, dünyayı devasa sorunlar yumağı haline getirmiştir”
Başkan Erbaş, İslam medeniyetinin bin yıl boyunca bütün bilim dallarında dünyayı aydınlattığını belirterek, bugün Müslümanların bu büyük mirası hakkıyla sahiplenemediğini dile getirdi.
Bilim ve teknolojinin gelişimiyle Batı’nın, 18. yüzyıldan itibaren büyük oranda dünyayı, siyasi, askeri, iktisadi ve kültürel hegemonyası altına aldığına dikkati çeken Başkan Erbaş, “Ancak Batılılar, bilgiyi, bilimi Müslümanların amaçladığı bir çizgide yürütmedi. Bilgi çağı olarak nitelenen bu dönemde ulaşılan bilimsel, teknolojik ve ekonomik seviyeye rağmen yeryüzü, maalesef bütün insanlığı kuşatacak refahı ve huzuru yakalayabilmiş değildir. Batı düşüncesi, insanlığın anlam arayışına çare olmak bir yana en temel sorunlarına bile çözüm üretmekten aciz kalmış, hatta dünyayı devasa sorunlar yumağı haline getirmiştir.” diye konuştu.
“Küresel güçlerin giriştikleri toplum mühendisliği ülkeleri felaketlere sürükledi”
Başkan Erbaş, son üç asırdır ardı arkası gelmeyen savaşlar, işgaller, terör olayları, açlık, yoksulluk ve sosyal problemlerin, dünya nüfusunun kahir ekseriyetine hayatı zindan ettiğini aktararak, sözlerine şöyle devam etti:
“Küresel güçlerin emperyalist emelleri için giriştikleri toplum mühendisliği, ülkeleri ve toplumları eşi görülmemiş felaketlere sürüklemiştir. Nitekim bugün dünyamız, sosyal, kültürel, siyasi ve iktisadi açılardan devasa krizlerin kuşatması altında tarihinin en zor dönemlerinden birini yaşamaktadır. Kronik hale gelen küresel adaletsizlikler ve toplumlar arası eşitsizlikler, insanları karamsarlık, çaresizlik ve umutsuzluk girdabına, maddi ve manevi bunalımlara düçar etmektedir.
Diğer taraftan örften, maruftan, kadim değerlerden ve yerleşik davranış kalıplarından kopuşu temsil eden popüler kültür, başta aile kurumu olmak üzere gençleri ve nesilleri ciddi anlamda yozlaşma tehdidiyle karşı karşıya bırakmakta, toplumların geleceğini tehdit etmektedir.”
“Anarşi üreten terör örgütleri, hedef olarak gençleri seçmektedir”
Günümüzde algıların gerçeğe galip geldiğini ve popüler kültürün psikolojik baskısına en fazla da gençlerin maruz kaldığına işaret eden Başkan Erbaş, “Bir yanda tüketim sektörü ve gösteriş tutkusu, diğer tarafta tefrika ve anarşi üreten terör örgütleri, hedef olarak gençleri seçmektedir. Zararlı alışkanlıklar, bağımlılıklar, batıl akımlar, sapkın yönelişler, dijital ortamların olumsuz etkileri ve bilhassa gençlerin yalnızlığını ve çaresizliğini istismar eden illegal yapıların faaliyetleri, yaşanan krizleri içinden çıkılamaz hale getirmektedir.” ifadelerini kullandı.
Başkan Erbaş, gündeme alınması gereken bir diğer önemli konunun da dünyanın bazı yerlerinde İslam’a ve Müslümanların değerlerine karşı bitmek bilmeyen çirkin saldırıların varlığı olduğunu ifade ederek, manipülatif yayınlarla her geçen gün tırmandırılan İslam karşıtlığının, bugün bir kültürel ırkçılığa ve İslam düşmanlığına dönüştüğünü belirtti.
“Terör devleti İsrail, bugün tüm insanlığın huzurunu tehdit ediyor”
Filistin’de yaşanan katliama ilişkin Başkan Erbaş, şunları söyledi:
“Vicdanı, ahlakı, hukuku ve insanlığı hiçe sayan gözü dönmüş azgın bir topluluk, Filistin’de tam bir vahşet uyguluyor. Gasp edilmiş topraklar üzerinde emperyalist emellerle kurulan, sömürgeciler tarafından koşulsuz desteklenen ve 75 yıldır tam anlamıyla ifsat aracı olarak varlık gösteren bir terör devleti, bugün tüm insanlığın huzurunu tehdit ediyor. Gelinen noktada siyonizmin insanlık için nasıl bir musibete dönüştüğünü hep birlikte görüyoruz.
Bu akıl almaz vahşet karşısında, dünyanın birçok yerinde gerçekleştirilen Filistin’e destek yürüyüşleri, ümitsizliğe kapılmamak gerektiğini bizlere hatırlatmaktadır. Farklı din mensuplarından üniversite öğrencilerine, akademi dünyasından, sanat ve siyaset çevrelerine kadar milyonlarca insanın Gazze’deki soykırıma duyarsız kalmadığını görmek memnuniyet vericidir. Siyonistlerin barbarlığı karşısındaki bu asil ve onurlu duruşlarından dolayı başta gençler olmak üzere, vicdanının sesine kulak veren herkese teşekkür ediyorum. Bizler, bu duyarlılığı artırma yönünde daha fazla çaba sarf etmeliyiz.”
Başkan Erbaş, bugün mazlum coğrafyalarda yaşanılan sıkıntıların temelinde, Müslümanların çok ciddi hatalarının ve ihmallerinin olduğunu dile getirerek, bu sıkıntılar karşısında Müslümanların birlik gösteremediğini dile getirdi.
“Müslümanların güçlerini birleştirmekten başka bir seçeneği yok”
Müslümanların kendi sorunlarını çözebilecek potansiyele fazlasıyla sahip olduğuna dikkati çeken Başkan Erbaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Gerek ilim ve medeniyet birikimimiz, gerek yer altı ve yer üstü doğal kaynaklarımız, gerekse genç ve dinamik nüfusumuz, bu anlamda bizi ayrıcalıklı kılan önemli zenginliklerimizdir. Bu zenginlikten hakkıyla istifade edebilmek için öncelikle İslam dünyasında ortak bir bilincin ve ortak bir iradenin geliştirilmesi gerekmektedir. Müslümanlar olarak yarınlara umutla bakabilmemizin yolu, birlik, beraberliğimizi güçlendirmekten, her alanda ortak akıl, yaklaşım ve söylem geliştirmekten ve uygulanan çifte standarda, haksızlığa, zulme, işgale karşı yekvücut bir şekilde karşı koymaktan geçmektedir. Güçlü küresel yapıların belirleyici olduğu bir dünyada, söz sahibi olabilmeleri için Müslümanların düşünsel, siyasal, kültürel ve finansal alanlarda güçlerini ve imkanlarını birleştirmekten başka bir seçeneği yoktur.”
“Müslümanların uyanışına alimlerimiz öncülük etmeli”
Başkan Erbaş, İslam dünyasının eğitim, aile, gençlik, çevre, gıda, ekonomi, teknoloji gibi konularda ve bütün alanlarda işbirliğini en güçlü hale getirmek zorunda olduğunu ifade ederek, “Bu noktada İslam ulemasına büyük görevler düşmektedir. Müslümanların uyanışına elbette alimlerimiz öncülük edecektir. Bölgemizde, İslam coğrafyasında ve dünyanın her köşesinde dökülen kanların, yitirilen canların, uygulanan zulümlerin, yaşanan mağduriyetlerin son bulması buna bağlıdır.” diye konuştu.
“Yaptırım gücü barındıran çalışmalarla, ortak sorunlarımızı kalıcı bir çözüme kavuşturmalıyız”
Müslümanların ümmet bilincini diri tutması gerektiğini kaydeden Başkan Erbaş, “Kardeşliğimizi her türlü söylem ve eylemimize yansıtmanın gayreti içinde olmalıyız. Aramızdaki ortak zemini güçlendirecek çalışmalara hız vermeliyiz. Her türlü zulüm ve haksızlık karşısında müşterek bir hareket kabiliyeti geliştirmeli, İslam’ın ve Müslümanların imajını zedeleyen, inancımıza ve değerlerimize saldıranlara karşı dayanışma içinde olmalıyız. Daha planlı, programlı ve yaptırım gücü barındıran çalışmalarla, ortak sorunlarımızı kalıcı bir çözüme kavuşturmalıyız.” ifadelerini kullandı.
Programa, Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanı Prof. Dr. Abdurrahman Haçkalı, Diyanet İşleri Başkan Yardımcıları Doç. Dr. Selim Argun, Kadir Dinç, Dış İlişkiler Genel Müdürü Mahmut Özdemir, Rehberlik ve Teftiş Başkanı Hasan Güçlü, Yönetim Hizmetleri Genel Müdürü Bünyamin Kahraman ile İstanbul İl Müftüsü Prof. Dr. Safi Arpaguş da katıldı.