7 Temmuz 2024 Pazar
7 Temmuz Pazar günü Hz. Peygamber (s.a.s.)’in Mekke-i Mükerreme’den Medine-i Münevvere’ye hicretini esas alan Hicri Takvim’in 1446. yıl dönümüdür. Yeni hicri yılın tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını Yüce Rabbimizden niyaz ediyorum.
Takvimlerden bir yılın daha eksildiği bu günler, bizlere zamanın anlam ve değeri üzerine yeniden düşünme fırsatı sunmaktadır. Zamanı doğru algılayıp etkili planlamak suretiyle onu en güzel şekilde değerlendirme ve geçmişten ders alarak güzel bir gelecek inşa etme fırsatı sunmaktadır. Her ânı ilahi bir emanet olan zaman, haddizatında değerli bir nimettir. Bu bağlamda yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’de zamana ve onun belli vakitlerine yemin edilmesi, bu eşsiz nimetin önemini ve değerini ortaya koyması bakımından dikkat çekicidir. Bununla birlikte bazı olaylar, gerçekleştikleri zamana özel bir anlam ve değer kazandırmaktadır. Bugün idrak ettiğimiz hicri yeni yılın bizlere hatırlattığı en önemli olay, sebep ve sonuçları bakımından insanlık için tarihi bir dönüm noktası olan hicret hadisesidir. Hicri takvime başlangıç kabul edilen bu hadise, Risalet’in ilk günlerinden itibaren akıl almaz zulüm, işkence ve eziyetlere maruz kalan Müslümanların inandıkları değerleri yaşama ve yaşatma uğruna ortaya koydukları büyük bir fedakarlığın adıdır.
Bu bağlamda hicret, dünyevi zorluk ve sıkıntılardan bir kaçış değil, bilakis zulmün ve zalimin karşısında dirayetle duran Sevgili Peygamberimizin (s.a.s.) öncülüğünde ve rehberliğinde adaleti, merhameti ve hakkaniyeti ayakta tutma mücadelesidir. İslam’ın değerlerini ve güzel ahlak ilkelerini kuşanarak güçlü bir inanç, sağlam bir irade ve sarsılmaz bir imanla yaşama azmidir. Tevhit inancı ekseninde yeni bir medeniyet kurma gayretidir. Allah Resulü (s.a.s.) ve beraberindekiler, hak, hakikat, adalet, iyilik ve insan onuru gibi yüce değerleri yeryüzüne hakim kılmak için hicret etmiştir. Onların hicretinin özünde yeni bir insan, toplum ve medeniyet inşa etme ideali vardır.
Hicret, aynı zamanda fert ve toplum boyutunda kardeşlik, dayanışma, paylaşma, fedakârlık, isar, vefa, samimiyet, sadakat gibi erdemlerin tebarüz etmesine zemin olması bakımından da müstesna bir hadisedir. Nitekim hicret esnasında gerek muhacir gerekse onlara ensar olan Müslümanlar, Allah’a teslimiyetin, Peygambere (s.a.s.) sadakatin ve Müslümanca yaşama azminin en büyük örnekliğini sergilemişlerdir. Hicret ettikleri Yesrib’i İslam’ın hayat veren ilkeleriyle yoğurup güven, huzur ve esenlik şehri Medine’ye dönüştürerek adaletin, merhametin, insan onurunun, temel hak ve özgürlüklerin güvence altına alındığı eşsiz bir medeniyet inşa etmişlerdir.
Şüphesiz hicreti bu minvalde doğru okumak ve anlamak; yeryüzünü kuşatan her türlü olumsuzluk, kötülük, bela ve musibetlerle mücadele noktasında bizlere azim ve kararlılık aşılayacak, daha güzel bir gelecek inşa etme hususunda büyük ufuklar açacaktır.
Bu duygu ve düşüncelerle tüm İslam aleminin yeni yılını tebrik ediyor, hicri 1446 senesinin ülkemiz, milletimiz, İslam alemi ve tüm insanlık için barış, huzur ve bereket dolu bir yıl olmasını yüce Allah’tan niyaz ediyorum.
Prof. Dr. Ali ERBAŞ
Diyanet İşleri Başkanı