30 Temmuz 2024 Salı
Dünyanın bir noktasında ortaya çıkan herhangi bir anlayışın, zaman ve mekan sınırı olmaksızın tüm dünyayı etkisi altına alabildiği iletişim çağında, insanlığın inanç, değer, algı ve kültür bakımından hızlı ve kapsamlı bir dejenerasyona maruz bırakıldığı süreçlerden geçmekteyiz. Bu süreçlerin en vahim yönü; inanca, ahlaka ve değerlere yönelik suikastlar karşısında milletlerin, toplumların ve özellikle genç nesillerin savunmasız kalmasıdır.
Tarih boyunca insanlığın cahiliyeye hapsolduğu dönemlerde fıtratı tahrip eden sapkın anlayış ve uygulamalar olagelmiştir. Ancak iletişim ve etkileşim imkanlarının baş döndürücü boyutlara ulaştığı günümüzde bu tür yaklaşımların yıkıcı etkisi her zamankinden fazla olmakta ve bir bölgeyi değil, tüm insanlığı tehdit etmektedir. İnsanın maddi ve manevi gerçekliğini, varoluşsal değerini ve saygınlığını hiçe sayan, onu özüne yabancılaştıran söz konusu yaklaşımların başında cinsel yönelim özgürlüğü adı altında, her türlü yozlaşmaya zemin teşkil eden “cinsiyetsizleştirme” politikaları gelmektedir.
İnsana doğuştan yüklenen bir kod olmakla Allah’ın kararına işaret eden cinsiyet, bireyin kendi karar verebileceği ya da arzu ettiğinde değiştirebileceği bir vasıf değildir. İnsanın kadın ya da erkek olarak yaratılması ilahi bir nimet ve hikmet olup, cinsiyetsizleştirme çalışmalarının odağında bu ilahi iradeye başkaldırı vardır. LGBT söylemleri bir özgürlük çağrısı değil, aksine insanı Allah, âlem, gaye, hikmet ve sorumluluk bağlamından koparmayı, anlamsız ve amaçsız bir hayatın girdabında tüketim nesnesi haline dönüştürmeyi hedefleyen karanlık emperyalist ideolojilerin payandasıdır. İnsanı insan yapan her türlü değeri, erdemi, üstün ve onurlu vasfı yok sayarak onu sınırsız özgürlük adı altında hüsrana sürükleyen bu renkli söylemler, aslında evsiz ve köksüz kalmış zavallı bir insan üreterek onu kendi menfaat çarklarında öğütmeyi amaçlayan din ve ahlak karşıtı ideolojik akımlardır.
Bu bağlamda Fransa’da gerçekleştirilen 2024 olimpiyatları açılış töreninde kasıtlı olarak öne çıkarılan pedofili ve LGBT unsurları, küresel fesat merkezlerinin çirkin yüzünü açıkça ortaya koymuştur. Her platformu propaganda aracına dönüştüren bu zihniyet, insanın edep ve haysiyetine, toplumların inanç ve değerlerine karşı adeta savaş ilan etmiştir. Tüm dünyada canlı yayınlanan bir program, özellikle gençlerin duygu ve düşüncelerini cinsiyet ekseninde suiistimal etmeyi hedefleyen sapkın bir zihniyetin boy gösterisine dönüşmüştür. Başta ev sahibi Fransa olmak üzere, bazı Batı ülkelerinin insanlığı utandıran bu rezalete göz yumması, sanatı ve sporu böylesine çirkin bir propagandaya alet etmesi ise tam bir akıl tutulmasıdır. Geçmişten beri ötekileştirdiği inanç, kültür ve medeniyetlere karşı tahammülsüzlüğü ile bilinen Batı, gelinen noktada kendi toplumunun dini sembollerini ve değerlerini bile tahkir eden bir savrulmayı alkışlamakla aslında iflas ettiğini göstermektedir.
Bilinmelidir ki, yeryüzünün en seçkin ve değerli varlığı olan insanın tertemiz fıtratını bozmayı amaçlayan hiçbir anlayış, dini ve insani değerleri aşağılayan hiçbir yaklaşım, ahlaksızlığı teşvik eden hiçbir faaliyet, özgürlük söylemlerinin arkasına sığınılarak meşru hale getirilemez. Kulu Rabbinden uzaklaştıran, ilahi vahye ve bütün peygamberlerin uyarılarına açıkça karşı çıkan, aileyi ve sağlıklı bir toplum yapısını yok etmeyi hedefleyen cinsiyetsizleştirme politikaları, sağduyu sahibi herkes tarafından lanetlenmeye müstahaktır. İnsanlık ailesi olarak bu sapkın anlayışlara karşı insanlığın geleceğini korumak adına kolektif bir duruş sergilemek zorunluluk haline gelmiştir. Bilhassa Batı toplumlarının yöneticilerine, entelektüellerine, dini liderlerine, sivil toplum önderlerine, aklıselim sahibi her ferdine bu konuda büyük bir sorumluluk düşmektedir.
Diyanet İşleri Başkanlığı, inancı, ahlakı ve insanın nezih varlığını tehdit eden her türlü söylem ve eylem karşısında kararlılıkla durmaya devam edecektir. Başta cinsiyetsizlik olmak üzere, gençlerimizin inanç dünyalarını, benlik algılarını ve kimlik bilinçlerini yaralayan akımlar karşısında onları iyiye ve doğruya yönlendirmeyi sürdürecektir. Sanatı ve sporu insana değer katan vasfıyla destekleyerek teşvik ediyor, bu vesileyle ülkemizi temsil eden sporcularımıza başarılar diliyoruz.
Diyanet İşleri Başkanlığı
Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği