“İnsanlığın umudu ve geleceği, huzurun ve güvenin kaynağı olan İslam dinidir”

“İnsanlığın umudu ve geleceği, huzurun ve güvenin kaynağı olan İslam dinidir”

18 Ekim 2024 Cuma

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, “İnsanlığın umudu ve geleceği, ulaştığı her toplumda, her mekanda huzurun ve güvenin kaynağı olan İslam dinidir.” dedi.

“İnsanlığın umudu ve geleceği, huzurun ve güvenin kaynağı olan İslam dinidir”

“İnsanlığın umudu ve geleceği, huzurun ve güvenin kaynağı olan İslam dinidir”

“İnsanlığın umudu ve geleceği, huzurun ve güvenin kaynağı olan İslam dinidir”

“İnsanlığın umudu ve geleceği, huzurun ve güvenin kaynağı olan İslam dinidir”

Iğdır Üniversitesi tarafından düzenlenen, “Günümüz İslam Dünyasında Din Anlayışları Sempozyumu’nun açılışında Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş’ın gönderdiği video mesaj yayınlandı.

Karaağaç Kampüsü 15 Temmuz Şehitleri Konferans Salonu’nda düzenlenen programda yayınlanan mesajında Başkan Erbaş, “Din, insanın gündeminde ve hayatında her zaman mutlaka bir karşılık ve anlam bulmuştur. Bu da dinin fıtri bir duygu ve evrensel bir olgu olduğunu göstermektedir. Dolayısıyla insanoğlu daima bir dine inanma eğilimi içinde olmuştur. Çünkü varlığın aşkın boyutuyla irtibat kurmak, insan için fıtri bir ihtiyaçtır.” dedi.

Başkan Erbaş, ilmin, İslam’ın insanlık için ortaya koyduğu ideal değerlerin hayat bulmasında en önemli vasıtalardan olduğuna işaret ederek, İslam düşüncesinde ilimlerin amacının insanın kendisi, çevresi, eşya, tabiat, kainat ve son raddede Cenab-ı Hak’la olumlu ilişkiler kurmasını temin etmesi olduğunu belirtti.

“Medya araçları, dini içerik ve dini tecrübelerin paylaşıldığı bir zemin olarak hayatımıza dahil oldu”

Ulemanın hayatın temel meselelerini ele almak ve insanlığa rehberlik etmekle mükellef olduklarını söyleyen Başkan Erbaş, “Huzur, güven, refah gibi değerlerin egemen olduğu bir hayatın inşasına ulema öncülük etmek zorundadır. Bunun yolu da İslam’ın iman, bilgi, adalet, merhamet, salih amel, güzel ahlak gibi ilkelerinin doğru bir zeminde, açık, anlaşılır, ikna edici bir yaklaşımla tüm insanlığa teklif edilmesidir.” diye konuştu.

Sanal ortamın gözden uzak tutulmaması gerektiğini kaydeden Başkan Erbaş, “Bildiğiniz üzere günümüzde dijital medya artık geleneksel medya araçlarının yerini almış ve internet, hayatın vaz geçilmez bir parçası haline gelmiştir. Dijital medyanın hayatın her alanına dahil olması onu toplumların zihin dünyasında da oldukça etkili bir konuma getirerek, bireylerin sosyal, kültürel ve siyasi hayatına nüfuz etmesine imkan sağlamıştır. Bunun doğal sonucu olarak inanç dünyası ve inanca dayalı pratikler de söz konusu süreçten etkilenmektedir. Bugün, dini öğrenme vasıtalarından biri haline gelen medya araçları, dini içerik ve dini tecrübelerin paylaşıldığı bir zemin olarak hayatımıza dahil olmuştur. Riskleri yanında bu durum aynı zamanda İslam’ın hakikatlerini dijital platformlarda tanıtma fırsatı açısından büyük bir imkana da işaret etmektedir.” ifadelerini kullandı.

“İnsanlık sorunlarını ancak İslam’ın bilgi, hikmet, feraset yüklü mesajlarıyla çözüme kavuşturabilir”

İslam’ın rahmet ilkeleriyle yeryüzüne umut olması gereken Müslümanların, bugün ciddi problemlerle karşı karşıya olduğuna vurgu yapan Başkan Erbaş, Kur’an-ı Kerim’in rehberliğinde ve Hz. Muhammed’in (s.a.s.) izinde, hikmete dayalı köklü bir ilim geleneği ile büyük medeniyetler kuran Müslümanların bugün karmaşa, kaos ve tefrika girdabında bocalamakta olduğuna dikkat çekti.

Yanlış din algısının bugün İslam’ın önündeki en büyük engellerden birisi olduğuna işaret eden Başkan Erbaş, şöyle konuştu:

“Bugün bir yanda, din ve diyanet alanında yeterli bilgi ve donanıma sahip olmayan, cehalete boğulmuş, din istismarını menfaat kapısına dönüştürmüş kimseler; diğer yanda din ve diyanete karşı önyargılı, saplantılı ve maksatlı kişilerin gerçekdışı gelişigüzel paylaşımları, hakikatin uzağında kalan kimselerin ve bilhassa genç nesillerin din tasavvurunda ciddi tahribata sebep olmaktadır. Bu sebeple bizler, gayretlerimizi daha bilinçli, sistematik ve sürdürülebilir bir yaklaşımla nesillerin zihin ve gönül dünyalarını İslam’ın hakikatleriyle buluşturmaya teksif etmeliyiz. Zira insanlığın umudu ve geleceği, ulaştığı her toplumda, her mekanda huzurun ve güvenin kaynağı olan İslam dinidir. İnsanlık, bütün sorunlarını ancak İslam’ın bilgi, hikmet, feraset yüklü mesajlarıyla çözüme kavuşturabilir.”