Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Yalova Hz. Ali Camii’nde hutbe irad etti, ardından cuma namazı kıldırdı
“Cumanız mübarek olsun aziz kardeşlerim.
Aziz Müminler!
Ayet-i kerimede Hz. İbrahim ve Hz. İsmail Cenab-ı Hakk’a şöyle niyazda bulunmuştur: “Ey Rabbimiz! İçlerinden onlara bir peygamber gönder; onlara ayetlerini okusun, kitabı ve hikmeti öğretsin ve onları her türlü kötülükten korusun. Şüphesiz, sen mutlak güç sahibisin, hüküm ve hikmet sahibisin.”
Hadis-i şerifte ise Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.s) şöyle buyurmuştur: “Kim ilim için yola çıkarsa Allah ona cennete giden yolu kolaylaştırır. Melekler, ilim tahsil edenler üzerine kanatlarını gererler.”
Aziz Kardeşlerim!
Yüce dinimiz İslam, kadın erkek her Müslümana ilim tahsil etmeyi asli bir vazife olarak yüklemiştir. Cenab-ı Hak, “Yaratan Rabbinin adıyla oku! O, insanı alaktan yaratmıştır ve kalemle yazmayı, insana bilmediğini O öğretmiştir.” buyurmuş, Allah adına ve O’nun rızası doğrultusunda okuyup öğrenmeyi bizlere emretmiştir. Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.s) Efendimiz, ilim yolunda olanları övmüş, fayda vermeyen ilimden Allah’a sığınmıştır. En çok yaptığı dualardan birisi şudur, “Allah’ım faydasız ilimden Sana sığınırım.” Sevgili Peygamberimiz ayrıca, “Allah’ım Senden faydalı ilim istiyoruz” duasıyla da ilmin ne kadar önemli olduğunu bütün insanlığa ifade etmiştir. Zira insan; kendini, Rabbini ve çevresini ilimle, bilgiyle, hikmetle tanır. Yaratılış gayesini eğitimle öğrenir. Ahlak ve fazileti, iyilik ve takvayı bilgiyle kuşanır. Hakkı batıldan, hayrı şerden, doğruyu yanlıştan hikmetle ayırır.
Muhterem Müslümanlar!
Rabbimizin güzel isimlerinden biri de “el-Alîm”dir. O, ilmin bizatihi kaynağıdır; verdiği akıl, indirdiği kitaplar ve gönderdiği peygamberler ile insanlara bilmediklerini öğretendir. Dolayısıyla ilim; vahiyle yoğrulur, nebevi ahlakla süslenir, insanlığın hayrına kullanılırsa eğer gerçek anlamına kavuşur. Böyle öğrenilen bir ilim, bu şekilde Allah’ın rızasına uygun okunan, öğrenilen bilgi, kişiyi dünyada huzur ve mutluluğa, ahirette ise ebedi nimetlere ulaştırır. Hakikati öğrenen ve öğreten konumunda olan mümin ise; Kur’an ile aklı, Peygamberimizin sünnetiyle hayatı, İslam ile insanlığı buluşturabildiği ölçüde sorumluluğunu yerine getirmiş olur.
Aziz Kardeşlerim!
İlim ve eğitim sadece bilgi yüklenmek değildir. İlmin ve eğitimin, talim ve terbiyenin amacı, güzel ahlaktır, salih ameldir. İyilikleri yerine getirmek, kötülüklerden uzaklaşmaktır. İyi insan yetiştirmektir. Topluma ve insanlığa faydalı olmaktır. Herkesin huzur içinde yaşayabileceği bir dünya inşa etmektir. Şayet, ilim ve eğitim; irfanla buluşur, ahlakla yücelirse kötülükler ve kötüler toplumda yer bulamaz. Şiddetin yerini şefkat, nefretin yerini merhamet alır. İlim ve eğitim, bilim ve teknoloji, şahsi çıkar ve ihtiraslar için kullanılır ise, insani ve ahlaki değerler hiçe sayılır. Bugün Gazze’de ve dünyanın pek çok yerinde olduğu gibi korkunç silahlar ve bombalarla benzeri görülmemiş bir soykırım ve katliam yaşanır.
Aziz Kardeşlerim!
Bütün peygamberlerin amacı, gönderilmiş oldukları toplumlarda huzuru, barışı, sevgiyi, hoşgörüyü, birlikte yaşama güzelliğini en iyi bir şekilde gerçekleştirmektir. Onun için bütün peygamberler, İslam dinini toplumlara ulaştırmak için vazifelendirilmişlerdir. “İslam” kelimesinin anlamı da, “barış, huzur, bir arada yaşama tecrübesi” demektir. O yüzden Rabbimiz buyuruyor ki, “Ey inananlar! Hepiniz silm’e giriniz,” toptan İslam’a giriniz. Yani Allah’ın istediği gibi Müslüman olunuz demektir. Rabbimiz bütün insanlara sesleniyor, “Şeytanın adımlarını takip etmeyiniz, şüphesiz o şeytan sizin için en büyük, apaçık düşmandır.” O yüzden aziz kardeşlerim, İslam, yeryüzünün ilacıdır, şifasıdır.
Kur’an’a sarılmalıyız. Efendimizi (s.a.s) nasıl Kur’an-ı Kerim alemlere rahmet olarak tanıtıyorsa onun rahmet yüklü mesajlarını gençlerimizle, çocuklarımızla bütün insanlık olarak bağrımıza basmalıyız ve hayatımızda uygulamalıyız.
Aziz Kardeşlerim!
Önümüzdeki Pazartesi günü milyonlarca çocuğumuz okullarıyla, sınıflarıyla buluşacaklar inşallah. Okullar, çocuklarımızın kimlik ve karakter gelişiminde, talim ve terbiyesinde önemli bir yere sahip olan kurumlarımızdandır. Öğretmenlerimiz ise çocuklarımızı; ilimle, imanla, güzel ahlakla, doğru ve sahih bilgi ile buluşturan, geleceğimizi inşa eden müstesna şahsiyetlerdir. Allah hepsinden razı olsun.
Ülkemizin, sadece Milli Eğitim Bakanlığına bağlı 20 milyon civarında öğrencisi var. Üniversitelerde 10 milyon civarında öğrencimiz var. 30 milyon, ülkemiz için, vatanımız için ne büyük bir hazine, ne büyük bir kazanç. İşte bu gençlerimizi, öğrencilerimizi ahlaklı, geleceğimizi kendilerine emanet edeceğimiz güzelliklerde, iyiliklerde, vasıflarda yetiştirmek de biz öğretmenlerin vazifesi. Cenab-ı Hak cümle öğretmenlerimizin yardımcısı olsun.
Öğretmenlik, Allah Resûlü Hz. Muhammed Mustafa’nın (s.a.s) övdüğü bir meslektir. Nitekim Peygamber Efendimiz (s.a.s) şöyle buyuruyor; “Ben, öğretmen olarak gönderildim.” O yüzden işte Efendimizin (s.a.s.) bütün insanlığa kazandırdığı o değerlerle çocuklarımızı, öğrencilerimizi, gençlerimizi donatmamız lazım. Ahlaklı gençler yetiştirmemiz lazım. Efendimiz (s.a.s) bu hadis-i şerifiyle, öğretmenliğin önemini bizlere hatırlatmıştır. Çocuklarımızı ve gençlerimizi, milletine ve insanlığa faydalı bir nesil olarak yetiştirmek, hepimizin ortak sorumluluğundadır. Geliniz, göz aydınlığı yavrularımızın akademik başarıları için çaba gösterdiğimiz gibi, ebedi kurtuluşları için de gayret edelim. Unutmayalım ki, zamanın şartlarına göre iyi bir eğitim almış, güzel ahlakla yetiştirilmiş bir nesil; en büyük kazancımız, en sarsılmaz gücümüz olacaktır inşallah.
Aziz Kardeşlerim!
Önümüzdeki Pazartesi günü aynı zamanda Diyanet İşleri Başkanlığımıza bağlı 4-6 yaş grubu Kur’an kurslarımız, eğitim-öğretime başlıyor. Bu sene, 16 Eylül’de başlayacak olan 7-10 yaş grubu, ihtiyaç odaklı ve uzaktan eğitim kurslarımıza da kayıtlarımız devam etmektedir. Çocuklarımızı, gençlerimizi, kadın erkek her yaştan insanımızı Kur’an kurslarımıza ve camilerimizdeki Kur’an öğretimine, cami derslerine bekliyoruz. Bu bir fırsattır. Camilerimizi sadece namaz kılınan ondan sonra kapanan yerler olarak kullanmaktan vazgeçelim. Her camimiz bir mektep, bir okul olsun. Hocalarımız sizleri bekliyor mihrapta. Kur’an-ı Kerim bilmeyen vatandaşlarımız boş zamanlarında gelsinler, hocalarımızdan Kur’an-ı Kerim öğrensinler. Her namazdan önce ya da sonra Kur’an-ı Kerim öğretimi ve cami dersleri konusunda hocalarımız hazır, sizleri bekliyor inşallah. Konuyla ilgili detaylı bilgiyi il ve ilçe müftülüklerimizden alabilirsiniz.
Bu vesileyle, pazartesi günü başlayacak olan yeni eğitim-öğretim döneminin öğrencilerimize, öğretmenlerimize, velilerimize, bütün milletimize, Kur’an kursu öğreticilerimize, ailelerimize ve milletimize hayırlı olmasını Yüce Rabbimden niyaz ediyorum.
Hutbemi, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa’nın (s.a.s) şu hadis-i şerifiyle bitiriyorum: “Allah’ım! Bana öğrettiklerinle beni faydalandır. Fayda verecek ilmi bana öğret ve ilmimi artır.”