22 Mart 2018 Perşembe

Diyanet İşleri Başkanı Erbaş’tan Regâib Kandili mesajı

 

  • Diyanet İşleri Başkanı Erbaş’tan Regâib Kandili mesajı
  • Diyanet İşleri Başkanı Erbaş’tan Regâib Kandili mesajı

 

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş yayınladığı Regaib Kandili mesajında  “Aziz milletimizin ve bütün İslam âleminin Regâib Kandilini tebrik ediyor, bu gecenin birlik ve beraberliğimize, vesile olmasını yüce Allah’tan niyaz ediyorum” dedi.

İslam âlemi olarak, halkımız arasında “üç aylar” diye isimlendirilen, rahmet, bereket ve mağfiret iklimine girmiş bulunuyoruz. Bu gece, manevi mevsime girişimizin habercisi olan Regâib Kandilini idrak ediyoruz.

Peygamber Efendimiz (s.a.s.) Recep ayı girdiğinde; “Allah’ım, Recep ve Şaban aylarını bize mübarek kıl ve bizi Ramazan’a kavuştur” şeklinde dua etmiş ve bu kutlu zamanların önemine dikkat çekmiştir.

Müminler için elbette bütün zamanlar kıymetlidir ve Allah’ın rızasını kazanmak gayesiyle kulluk şuuru içerisinde yaşanması gerekir. Bununla beraber mübarek gün ve geceler, yaratılış gayemizi idrak ederek yaratan ve yaratılanlarla münasebetlerimizi ve yaşadığımız hayatı muhasebe etmemiz için çok kıymetli fırsatlardır.

“Regâib” kelimesi, “kendisine rağbet edilen, arzulanan, talep edilen şey” demektir. Yüce Allah’ın, rahmetinin, mağfiretinin ve nimetlerinin diğer zamanlardan daha çok tecelli etmesi, samimi kalple Allah’a yönelenlerin affedilmelerinin ümit edilmesi ve müminlerce gönülden arzulanması sebebiyle bu geceye “Regâib” denilmiştir.

Müslümanlar olarak her yıl, içtenlikle yaptığımız dualar ve samimi tövbelerle ihya ederek ruhen ve bedenen huzur bulduğumuz Regâib gecesi, bizlere, tüm rağbetimizi Rabbimize yöneltmemiz, bugüne ve geleceğe dair, duygu, düşünce, tutku ve isteklerimizi bu eksende gözden geçirmemiz gerektiğini hatırlatmaktadır.

Rabbimizin sonsuz af ve mağfiretine sığınmak, hata ve günahlarımızdan arınmak, gönüllerimizi ferahlatmak, kendimizle baş başa kalarak hayatın yoğunluğu içinde ihmal ettiğimiz dünyamızı gözden geçirmek ve nefis muhasebesi yapmak için bizlere bahşedilen bu müstesna zaman dilimlerini, öze dönüş, manevi diriliş ve ahlaki yükseliş fırsatları olarak görmemiz gerekmektedir.

Dünyevileşmenin hayatı kuşattığı, nefsani arzuların öncelendiği, insani değerlerin ve ahlaki erdemlerin zayıfladığı bir çağda insan, evrene tefekkürle bakmayı, söz ve davranışlarını hikmet ve ahlak terazisinde tartmayı ihmal edebilmekte, gönül ve inanç dünyasına yabancılaşarak, kontrol edemediği tutkularının etkisiyle farklı mecralara sürüklenebilmektedir. Dolayısıyla yıpranan değerlerin ihyasına, kaybolan huzurun teminine, hayatı ve düşünceyi esir alan, makam, servet, şöhret ve haz tutkusunun dizginlenmesine şiddetle ihtiyaç duyulan bir zamanda, mübarek gün ve geceler, kapsamlı bir muhasebe, daha iyi ve güzel bir hayat adına yeni bir başlangıç için önemli bir imkândır.

Yaşadığımız bu kutlu zamanları, birlikte yaşama sevincimizi tazelemesine ve kardeşliğimizi daha güçlü hale getirmesine vesile kılmak istiyoruz. Kalplerimizi buluşturmaya, gönüllerimizi birleştirmeye engel olan kin, nefret, nifak, fitne, fesat, haset ve ön yargılardan arınarak rahmet ve muhabbete vesile olan duygu ve düşüncelerin yaygınlaşmasına ve hayatımızı güzelleştirmesine imkân verelim istiyoruz.

Rahmet gecelerini fırsat bilerek, vahşeti ve şiddeti besleyen, hayatı çekilmez hale getiren, samimiyeti zedeleyen, saygı, sevgi ve kardeşlik duygularını zayıflatan bütün tutum ve davranışları hayatımızdan çıkarmalıyız. Hayırlı ve yararlı işlerle iyiliklerimizi artırmalı, bizi biz yapan değerlerimizi kuşanarak gönül dünyamızı ve sosyal hayatımızı yeniden inşa etmeliyiz.

Zamanın ve mekânın hakkımızda şahitlik yapacağı adalet ve hesap gününde mahcup olmayacağımız bir ömür yaşama gayretimizi ve nesillerimize daha iyi bir dünya bırakma sorumluluğumuzu muhasebe etmeliyiz. Kendimizle yüzleşmekten çekinmeden, bilerek ya da bilmeyerek yaptığımız bütün hatalardan ve işlediğimiz günahlardan samimi pişmanlıklarla tövbe ederek arınma fırsatını değerlendirmeliyiz.

Sevgi ve saygı ile âlemlerin rabbine yönelişimizi ifade eden, maddi ve manevi dünyamıza değer ve huzur katan ibadetlerimize daha bir özen göstermeliyiz. Aciz ve muhtaç bir varlık olarak mülkün sahibine ilticalarımızı ifade eden dualarımızı; milletimizi, ümmeti ve bütün insanlığı kuşatacak kadar büyütmeli, asil bir duruşa ve ahlaka dönüştürmeliyiz.

İçinde bulunduğumuz bereket ve rahmet gecelerinde; milletimiz ve mukaddesatımız yolunda, hak, hakikat uğrunda, ülkemizin ve insanlığın barış ve huzuru için canları pahasına gece gündüz mücadele eden kahraman güvenlik güçlerimize dualarımızla destek olmalıyız.

Bu duygu ve düşüncelerle aziz milletimizin ve bütün İslam âleminin Regâib Kandilini tebrik ediyor, bu gecenin birlik ve beraberliğimize, insanlığın hidayetine, barış ve huzuruna vesile olmasını yüce Allah’tan niyaz ediyor, tüm kardeşlerimize saygı ve muhabbetlerimi sunuyorum.

 

Prof. Dr. Ali ERBAŞ

Diyanet İşleri Başkanı