Değerli Kardeşlerim,
Bu gece, Peygamber Efendimizin Mescid-i Haram’dan Mescid-i Aksa’ya, oradan da semaya yükseldiği Miraç Gecesini idrak edeceğiz inşallah.
İçinde birçok hikmeti barındıran Miraç, Allah’ın sonsuz kudretinin ve ayetlerinin Peygamberimize gösterildiği derinlikli, mucizevî ve hikmet yüklü yolculuğu ifade etmektedir.
Miraç, bütün olumsuzluklara ve zorluklara rağmen tevhit, ibadet, sabır ve istikamet üzere sebat ederek inandığı gibi yaşayanların asla yalnız ve yardımsız kalmayacağını gösteren ilahî bir armağandır. Nitekim Risalet’in Mekke döneminde, Peygamberimizle birlikte ilk Müslümanların içinde bulundukları son derece çetin, sıkıntılı ve hüzünlü bir zamanda Allah’ın bir lütfu olarak gerçekleşen Miraç mucizesi, Resulüllah ve mümin gönüller için büyük bir teselli ve ilahî bir destek olmuştur.
Peygamber Efendimizin şahsında tecelli eden Miracın tüm müminler nezdindeki karşılığı namazdır. Zira Miraç mucizesinin en önemli sonuçlarından biri olan günde beş vakit namaz, ruhumuzu daraltan dünyevî ve süflî arzulardan arınarak ulvî duygulara yükselmenin yegâne yoludur. Namaz, fiziki âlemin sınırlarını aşarak Allah’ın sonsuz rahmet ve mağfiretine ulaşmaktır.
Kısacası Miraç, Allah’a iman emniyetinde huzurlu bir gönül, Resulüllah’a sadakat çizgisinde dosdoğru bir hayat ve namaza muhabbet neşesinde aydınlık bir geleceğin müjdesidir. O halde sınırlı ömrümüzün önemli duraklarından biri olan Miraç Gecesi’nde Rabbimize olan imanımızı, Peygamberimiz (sav)’e olan sadakatimizi, namaza olan muhabbetimizi daha da pekiştirmeliyiz.
Diğer yandan bu gece, bize, Miracın mabedi olan Mescid-i Aksa’nın onurunu koruma sorumluluğunu da yüklemektedir. Bugün ilk kıblemiz Mescid-i Aksa ve Kudüs, mazlum ve mahzun durumdadır. Mescid-i Aksa’yı Peygamberlerin bir emaneti ve kadim medeniyetimizin mirası olarak sahiplenmeden ve özgürlüğüne kavuşturmadan miracın bize yüklediği sorumluluktan kurtulamayız. Miracın mabedini, işgal ve zulümden kurtarmanın yolu ise, ümmet birliğimizi örseleyen her türlü eylem ve söylemden uzaklaşarak birlik, beraberlik içerisinde hareket etmekten geçmektedir. Bize düşen, bu uğurda kuşanacağımız azim, irade ve gayretle İslam ümmetinin yeniden yükselişine umut olmaktır.
Bu mübarek gece vesileyle milletimize hatırlatmak istediğim bir diğer husus ise, küresel bir tehlikeye dönüşen ve henüz tedavisi bulunamadığı için binlerce kişinin ölümüne sebep olan yeni tip koronavirüs salgınına karşı hep birlikte mücadele etmenin gerekliliğidir. Zira temizliği imanın yarısı sayan dinimiz, insan hayatını ve sağlığını her şeyin üstünde tutmaktadır. Bu sebeple devletimizin yetkili organlarının ilân ettikleri tedbirlere uymak hepimizin en temel görevi olmalıdır.
Bunun yanı sıra içinde bulunduğumuz bu imtihan günlerinde teenniyle hareket ederek ellerimizi Yüce Rabbimizin engin merhametine açıp başta milletimiz olmak üzere İslam âlemi ve tüm insanlık için sabırla ve namazla O’ndan yardım istemeliyiz. Bilmeliyiz ki dünyevî her zorluğun ve sıkıntının anahtarı Rabbimizin kudret elindedir. Hiç şüphesiz “Allah, en iyi koruyandır ve O, merhametlilerin en merhametlisidir.”
Bu duygu ve düşüncelerle aziz milletimizin ve tüm İslam âleminin Miraç Gecesini tebrik ediyor; bu mübarek gecenin, İslam dünyasının ve tüm insanlığın içinde bulunduğu sıkıntılardan kurtuluşuna ve hidayetine vesile olmasını Yüce Rabbimden niyaz ediyorum.
Prof. Dr. Ali Erbaş
Diyanet İşleri Başkanı
Aziz milletimizin ve tüm İslam âleminin Miraç Gecesini tebrik ediyor; bu mübarek gecenin, İslam dünyasının ve tüm insanlığın içinde bulunduğu sıkıntılardan kurtuluşuna ve hidayetine vesile olmasını Yüce Rabbimden niyaz ediyorum.pic.twitter.com/M0jGp2x2Uz
— Prof. Dr. Ali Erbaş (@DIBAliErbas) 21 Mart 2020