18 Kasım 2022 Cuma

Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, İstanbul’da hutbe irad etti

 

  • Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, İstanbul’da hutbe irad etti
  • Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, İstanbul’da hutbe irad etti
  • Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, İstanbul’da hutbe irad etti
  • Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, İstanbul’da hutbe irad etti
  • Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, İstanbul’da hutbe irad etti
  • Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, İstanbul’da hutbe irad etti
  • Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, İstanbul’da hutbe irad etti
  • Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, İstanbul’da hutbe irad etti
  • Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, İstanbul’da hutbe irad etti
  • Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, İstanbul’da hutbe irad etti
  • Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, İstanbul’da hutbe irad etti
  • Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, İstanbul’da hutbe irad etti
  • Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, İstanbul’da hutbe irad etti

 

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, İstanbul’da bugün resmi açılışını yaptığı Hacı Reşit Kakı Camii’nde hutbe irad etti, ardından Cuma namazı kıldırdı

“Kardeşlerim!

Ashab-ı kiramdan birisi, Peygamber Efendimiz (s.a.s)’e gelerek “Ya Resulallah! Bana İslam hakkında öyle bir şey söyle ki bu konuda başka hiç kimseye soru sorma ihtiyacı hissetmeyeyim” dedi. Allah Resulü (s.a.s) ona şöyle buyurdu: “Allah’a iman ettim de, sonra da istikamet üzere ol.”

Aziz Kardeşlerim!

Cenab-ı Hak, yaratılmışların en şereflisi olan insanı yeryüzünde halife kılarak kendine muhatap kabul etmiştir. Huzurlu bir hayat için onu akıl ve irade gibi iki büyük nimetle süslemiş, Peygamberler ve Kitaplar göndererek de ona dosdoğru yolu göstermiştir. İşte bu yol, imanın rehberliğinde, ibadet ve ahlakın güzelliğinde, sınırları bizzat Yüce Allah tarafından çizilen ve istikamet üzere yürünen yoldur.

Aziz Kardeşlerim!

İstikamet, imanı, ibadeti, ahlakı, sosyal ve ticari ilişkileri hasılı hayatın her anını ve alanını kuşatan bir kavramdır. İmanda istikamet, Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmamaktır. Allah’ın varlığına ve birliğine, Hz. Muhammed Mustafa (s.a.s)’in son Peygamber olduğuna, meleklere, Peygamberlere, Kitaplara, ahirete, kaza ve kadere gönülden inanmaktır.

İbadette istikamet, “Ey Rabbimiz! Ancak sana kulluk eder ve yalnız senden yardım dileriz.” ayeti gereği yalnızca Allah’a kulluk etmektir. Bizi Rabbimizin rızasından alıkoyacak kötülüklerden uzak durmaktır. İbadetlerimizi, her türlü riya ve gösterişten arındırarak sadece Allah’ın rızasını talep etmektir.

Muhterem Müslümanlar!

Cenab-ı Allah, Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurmaktadır: “Elif-lâm-mîm. İnsanlar, imtihandan geçirilmeden, sadece ‘İman ettik’ demekle bırakılacaklarını mı sanıyorlar? Andolsun, biz onlardan öncekileri de sınamıştık. Allah, elbette doğru olanları ortaya çıkaracaktır; O, yalancıları da mutlaka ortaya çıkaracaktır.”

Bu ayetler bize öğretmektedir ki iman kuru bir sözden ibaret değildir. Özümüzle, sözümüzle, tüm benliğimizle istikamet üzere yaşama gayretidir.

İstikamet, imanla verdiğimiz söze sadık kalmaktır. Hayatımızı Cenab-ı Hakkın emir ve yasaklarına göre tanzim etmektir. Sevgili Peygamberimizi (s.a.s.) gönülden sevmek, onun gibi dosdoğru, emin ve yüce bir ahlak üzere olmaktır.

Muhammed’ül Emin diyoruz. Peygamber Efendimizin henüz Peygamber olmadan önce Mekkelilerin kendisine verdikleri isim. Buradan alacağımız en kuvvetli mesaj; hepimizin ismimizin devamına ‘emin’ sıfatını ekleyebilmemizdir. Bunu eklemek için emin olmamızı gerektiren ameller işlemektir. Amellerimiz emin bir mümin olduğumuzun göstergesi olmalıdır.  

Aziz Kardeşlerim!

Her namazda okuduğumuz Fatiha Suresi’nde, Rabbimizin bizi sırat-ı müstakime ulaştırmasını istiyoruz. ‘İstikamet üzere olmamızı bize nasip eyle’ diyoruz. Nimet verdiğin kimselerin yoluna, Peygamberlerin yolu, Allah dostlarının yoluna ulaştır bizi Ya Rabbi diye namazda dua ediyoruz. Sonra devam ediyoruz; ‘Ya Rabbi bizi Allah’ın gazabına uğramış kimselerin yoluna değil azımsatmış kimselerin yoluna da değil, istikamet üzere Peygamberlerin yoluna ulaştır bizi.’ diye kendimiz dua ediyoruz. Namazda ve namaz dışında Fatiha okuduğumuz zamanlarda dilimizden bu sözler dökülmesine rağmen hayatımızda bunu yansıtmazsak, hal ve hareketlerimize, davranışlarımıza, ticaretimize, aile hayatımıza bunu yansıtmazsak hayatımız çelişki içerisinde olur. Buna dikkat etmemiz lazım.

Aziz Kardeşlerim!

İşte Kur’an-ı Kerim’den örnek verdiğimiz bu ayetler bize öğretmektedir ki, iman kuru bir sözden ibaret değildir. İstikamet, imanın bize yüklediği sorumlulukların farkına varmaktır. İbadetleri aksatmamak, anne ve babalık, eş ve evlatlık, komşu ve akrabalık görevlerini yerine getirmektir.

İstikamet, Rabbimizin “Emrolunduğun gibi dosdoğru ol.” ayet-i kerimesinin emrine uygun bir ömür geçirmektir. Yalan ve hileye, aldatma ve haksızlığa asla tevessül etmeden emrolunduğumuz gibi dosdoğru olmaya gayret edelim.

İstikamet, Allah’ın koyduğu helal ve haram ölçülerine titizlikle uymaktır. Edep ve iffeti, onur ve haysiyeti muhafaza etmektir. İstikamet, daima helal dairesinde yaşamaktır. İçki ve kumara bulaşmamak, faiz, kul ve kamu hakkı yememektir. Hasılı istikamet, hesabı verilebilir bir hayat yaşamaktır. Ne bir kimseye zarar vermek, ne de kimseden zarar görmektir. Elinden ve dilinden emin olunan bir Müslüman olmaktır.

Ne mutlu, hayatını iman, ibadet ve ahlak ile süsleyenlere. Ne mutlu, ömrünü hayırlı işlerle bereketlendirenlere. Ne mutlu, Allah’ın rızası doğrultusunda yaşayıp istikametten ayrılmayanlara.

Aziz Müslümanlar!

Geçen hafta millet olarak terörün karanlık yüzüne bir kez daha şahit olduk. Şu husus unutulmamalıdır ki; vatanımıza, milletimize, değerlerimize saldıranlar dün olduğu gibi bugün de yarın da asla kirli emellerine ulaşamayacaktır. Terör örgütleri ve arkalarındaki şer odakları, birlik ve beraberliğimize, kardeşlik ve dayanışmamıza asla zarar veremeyecektir. Bu vesileyle İstanbul’da gerçekleştirilen bu menfur saldırıda vefat eden kardeşlerimize Yüce Rabbimizden rahmet, yaralılara acil şifalar, yakınlarına ve aziz milletimize sabır ve başsağlığı diliyorum. Cenab-ı Mevla, devletimizi ve milletimizi her türlü kötülükten, ihanet ve şerlerden muhafaza eylesin.”