Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Kayseri’de Fevzi Mercan Camii’nde hutbe irad etti, ardından Cuma namazı kıldırdı.
Aziz Müslümanlar!
Kayseri vilayetimizin binlerce, yüzbinlerce insanımızın çalıştığı, milyonlarca insanımızın rızık temin ettiği organize sanayi içerisindeki Fevzi Mercan Camii minberinden sizleri selamlıyorum. Allah’ın selamı, rahmeti, mağfireti, bereketi hepinizin üzerine olsun.
Kardeşlerim!
Ne mutlu bizlere ki dünyada kimseye muhtaç olmamak için çalışmamız gerektiği gibi çalışıyor, ahiret hayatını hiç aklınızdan çıkarmadan, ibadetlerinizi de ihmal etmeyerek Müslümanlığınızı en güzel bir şekilde yaşamaya gayret ediyoruz. Tebrik ediyorum sizleri. Şu anda burada bu muhteşem caminin içini dolduran siz kardeşlerime Cenab-ı Hakkın bizler için gönderdiği bir ayet-i kerimeyi ve Sevgili Peygamberimizin hadis-i şerifini hatırlatmak istiyorum. Rabbimiz buyuruyor ki; ‘İnsana ancak ve ancak çalıştığının karşılığı vardır ve çalıştığının karşılığını verecektir.’ Cenab-ı Hak helal yoldan çalışmayı, meşru işlerle kazanmayı ve ailemize, çoluğumuza, çocuğumuza helal kazanç sağlamayı hepimize nasip eylesin.
Aziz Kardeşlerim!
Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.) buyuruyor ki; ‘Bir Müslüman için elinin kazandığından daha hayırlı bir kazanç yoktur.’ Bu müjde hepimize. Elimizin emeğiyle kazanıyoruz, çoluğumuza, çocuğumuza, ailemize ikram ediyoruz. Rabbim sağlık, afiyet içerisinde hayırlı işleri nasip eylesin.
Aziz Kardeşlerim!
Peygamber Efendimizin (s.a.s.) çok güzel bir müjdesi var, buyuruyor ki; ‘Mahşer gününde hiçbir gölgenin bulunmadığı bir anda Allah’ın arşının gölgesi altında gölgelenecek 7 sınıf insandan birisi de kalbi camilere bağlı olan Müslümanlardır.’ Rabbim camilerden kalbimizi uzak eylemesin. Hem bize hem neslimize. Hz. İbrahim Peygamberimizin bir duası var; ‘Rabbim beni ve zürriyetimi namaz kılanlardan eyle’ diye dua etti. Bizler alnı secdeye değen Müslümanlar, Hz. İbrahim’in kabul olmuş dualarıyız elhamdülillah. Bizler de neslimiz, çocuklarımız için dua edelim. ‘Ya Rabbi! Çocuklarımı, evladımı, neslimi, zürriyetimi namaz kılanlardan, alnı secdeye gelenlerden eyle.’ diye usanmadan, bıkmadan ısrarla dua edelim. İşte bizler büyüklerinizin, büyüklerimizin, Hz. İbrahim Peygamberimizin, Peygamber Efendimizin (s.a.s.) kabul olmuş dualarıyız.
Aziz Kardeşlerim!
Hayır hasenat sahibi insanların yaşadığı Kayseri’de bugün yine bir hayır için buradayız. Bir hayır sahibi kardeşimiz İncesu’da bir güneş enerjisi paneli işletmesi kurarak Kayseri’deki bütün camilerimizin enerji ihtiyacını kendisinin ve bütün geçmişlerinin ruhu için bağışlayacak bir tesis kurdu. Onun açılışını yapacağız inşallah. Allah bütün hayırseverlerimizden razı olsun.
Kardeşlerim!
Bugün Aşura günü, bugün Muharrem ayının 10’uncu günü. Ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor: “Allah’a ve Resulüne itaat edin, birbirinizle çekişmeyin, sonra gevşersiniz ve gücünüz gider. Sabredin, çünkü Allah, sabredenlerle beraberdir.”
Hadis-i şerifte ise Peygamber Efendimiz (s.a.s) şöyle buyuruyor: “Hasan ve Hüseyin cennet gençlerinin efendisidir.”
Aziz Müminler!
Kur’an-ı Kerim’de saygı duyulması emredilen dört aydan biri olan Muharrem ayı içerisindeyiz. Muharrem ayı, Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in hürmete layık olarak nitelendirdiği mübarek bir aydır. Allah Resulü (s.a.s), “Ramazan’dan sonra tutulan en faziletli oruç, Allah’ın ayı olan Muharrem ayında tutulan oruçtur” buyurarak bize, bu ayda oruç tutmayı tavsiye etmiştir. Bu ayda tutulan oruç önemlidir.
Sayısız lütuf ve faziletlerle dolu olan Muharrem ayı, aynı zamanda Müslümanları hüzne boğan Kerbela hadisesinin yaşandığı aydır. Kerbela hadisesi, kan ve gözyaşının, üzüntü ve kederin, acı ve ızdırabın sinelerde açtığı derin bir yaradır. Bu elim hadisede, Allah Resulü (s.a.s)’in “Benim dünyadaki çiçeğim, reyhanım” diye sevdiği Hz. Hüseyin Efendimiz ve çoğu Ehl-i beyt’ten yetmişi aşkın Müslüman bir yudum suya hasret bırakılıp şehit edilmiştir. Allah hepsini rahmet eylesin.
Değerli Müminler!
Kerbela hadisesi, bizler için çağları aşan mesajlar ihtiva etmektedir. Kerbela, her şeyden önce adaletsizliğe karşı onurlu bir mücadelenin adıdır. Kerbela, haksızlığın karşısında cesur ve kararlı bir duruşun, zulmün karşısında asil bir yürüyüşün sembolüdür. Kerbela, adaletin, cesaretin, yiğitliğin ve yüksek ahlakın Hz. Hüseyin Efendimizin şahsında vücut bulmuş halidir.
O gün Kerbela’da şehit edilenler, müminler tarafından hep hayırla ve rahmetle kıyamete kadar hep yad edilecektir. O mübarek canlara eziyeti reva görüp onları şehit edenler ise Müslümanların vicdanlarında mahkum olmaya devam edecektir.
Kardeşlerim!
Bugün bize düşen Kerbela’yı doğru okumak, doğru anlamak ve ondan gereken dersleri çıkarmaktır. Ehl-i beyt-i Mustafa’nın muhabbetini her daim yüreklerimizde canlı tutmaktır. Hz. Hüseyin ve Ehl-i beyt’in temsil ettiği değerleri hayata hakim kılmaya gayret etmektir. Bütün ümmeti üzüntüye boğan böylesi bir hadiseyi kin ve nefrete, ayrılık gayrılığa değil; birlik ve beraberliğe vesile kılmaktır. “Hep birlikte Allah’ın ipine sımsıkı sarılın, parçalanıp bölünmeyin” ilahi fermanına gönülden bağlı kalmaktır. Irkınız, renginiz, mezhebiniz, meşrebiniz ne olursa olsun Müslüman kimliğini taşıyan herkes için bu duruş olmalıdır, bu birlik, beraberlik olmalıdır. 1400 küsur sene önce olan bu hadisede yaşanan acı olayı anarız, acı olayda başta Hz. Hüseyin Efendimiz olmak üzere şehit olanlara rahmet dileriz ama o günün ayrılığını bugüne taşımayız. O günün kinini, nefretini bugüne taşırsak kıyamete kadar bu ayrılıktan, nefretten yakamızı kurtaramayız. Bunun bilincinde olmalıyız, hepsi bizim başımızın tacı. Hz. Hüseyin, Hz. Hasan, ehl-i beytin her bir ferdi başımızın tacı, gönüllerimizin ilacı, onlar Peygamber Efendimizin (s.a.s.) çocukları. O yüzden işte bugün birliğe, beraberliğe çok daha fazla ihtiyacımız var. Rabbimiz; “Müminler ancak kardeştirler. Kardeşlerinizin arasını düzeltiniz, Allah’tan korkun, yanlış yollarda yürümeyin, yanlış yapılan şeyleri sürdürmeyin ki merhamet olunasınız.”
Aziz Kardeşlerim!
Rabbimizin bu ilahi hitabındaki din kardeşliğini yürekten hissedelim. Din, dil, ırk, renk, mezhep ve coğrafya ayrımı gözetmeksizin müminler topluluğu olarak omuz omuza verin, dayanışma ahlakımızı kuşanalım her zaman geliştirelim. O zaman daha çok büyüyeceğiz, daha çok mutlu ve huzurlu olacağız. Kardeşlik hukukumuza zarar verecek her türlü söz, tutum ve davranıştan kaçınmalıyız.
Bu vesileyle başta şehitlerin efendisi, Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.s)’in ciğerparesi Hz. Hüseyin Efendimiz ve Kerbela şehitleri olmak üzere, hak ve hakikat uğruna canlarını feda eden bütün şehitlerimizi rahmetle anıyorum. Günümüze kadar şehitlerde ayrım yapmıyoruz. Terörle mücadele ederken askerimiz, polisimiz ya da vatandaşımız, yüzbinlerce şehidimiz var, hepsine rahmet diliyoruz. “Onlar ölüler değildir, diridirler. Fakat siz anlamazsınız” işte bu ayet-i kerimeye muhatap olan bütün şehitlerimize rahmet diliyoruz.
Aziz Kardeşlerim!
Çocuklarımıza, gençlerimize dua etmemiz lazım. Minberde Cuma namazında yapılan dua, duaların en makbul olanlarındandır. Bu hafta sonu pazar günü KPSS’ye girecek binlerce belki milyonlarca kardeşimiz var, onlara başarı dileyelim. Ya Rabbi! Kardeşlerimizi başarılı eyle, zihin açıklığı ver, ömürlerini bereketli eyle, kendilerine hayırlı kazançlar nasip eyle.