13 Ekim 2023 Cuma

Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Ordu’da hutbe irad etti

 

  • Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Ordu’da hutbe irad etti
  • Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Ordu’da hutbe irad etti
  • Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Ordu’da hutbe irad etti
  • Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Ordu’da hutbe irad etti
  • Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Ordu’da hutbe irad etti
  • Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Ordu’da hutbe irad etti
  • Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Ordu’da hutbe irad etti
  • Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Ordu’da hutbe irad etti
  • Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Ordu’da hutbe irad etti
  • Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Ordu’da hutbe irad etti
  • Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Ordu’da hutbe irad etti
  • Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Ordu’da hutbe irad etti
  • Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Ordu’da hutbe irad etti
  • Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Ordu’da hutbe irad etti
  • Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Ordu’da hutbe irad etti
  • Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Ordu’da hutbe irad etti
  • Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Ordu’da hutbe irad etti
  • Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Ordu’da hutbe irad etti
  • Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Ordu’da hutbe irad etti
  • Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Ordu’da hutbe irad etti
  • Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Ordu’da hutbe irad etti
  • Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Ordu’da hutbe irad etti
  • Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Ordu’da hutbe irad etti
  • Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Ordu’da hutbe irad etti
  • Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Ordu’da hutbe irad etti
  • Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Ordu’da hutbe irad etti
  • Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Ordu’da hutbe irad etti
  • Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Ordu’da hutbe irad etti

 

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Ordu Akyazı Uhud Camii’nde “Zulümle Abad Olunmaz” başlıklı hutbe irad etti, ardından Cuma namazı kıldırdı.

Ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyurmaktadır: “Allah, inkar edenleri ve zalimleri asla bağışlamayacaktır. Onlara asla bir çıkış yolu da göstermeyecektir.”

Hadis-i şerifte ise Peygamber Efendimiz (s.a.s) şöyle buyuruyor: “Mazlumun bedduasından sakın. Çünkü onunla Allah arasında perde yoktur.” 

Aziz Müminler!

Yüce dinimiz İslam, barış, esenlik ve adalet dinidir. Rahmet elçisi olarak gönderilen Sevgili Peygamberimiz Hazreti Muhammed Mustafa Efendimiz (s.a.s), savaşın da bir ahlakı ve hukuku olduğunu tüm dünyaya öğretmiştir. Allah Resulü (s.a.s), savaşta dahi olsa kadınlara, yaşlılara, çocuklara, mabetlere, hatta bitki ve hayvanlara asla zarar verilmemesini emretmiştir.

Aziz Kardeşlerim!

Müminlerin bayramı olan bu mübarek Cuma gününde yine yüreklerimiz yangın yerine döndü, gönüllerimiz ise mahzun. Hz. Ömer’in özgürleştirdiği ve barış yurduna dönüştürdüğü Kudüs’te, Filistin’de yine masum canlar hayattan koparılmaktadır. Mümin kardeşlerimiz, yerlerinden ve yurtlarından edilmektedir. Dünyanın en tahrip edici bombaları altında masum çocukların, kadınların, eli silahsız insanların, yaşlıların feryatları, vicdanları ve insafları olan herkesi derinden yaralamaktadır.

Aziz Müslümanlar!

Yaklaşık bir asır önce Filistin topraklarında barış ve huzura son verilerek fitne ve zulmün tohumları ekildi. İsrail, Müslüman coğrafyanın bağrına saplanan paslı bir hançer gibi işgal ettiği topraklarda Müslümanlara zulmün her çeşidini reva gördü. Barışın yurdu bu topraklara girdiği günden bu yana, uluslararası hukuku ve insan haklarını yok sayarak büyük bir kaos oluşturdu İsrail ve bunu destekleyen güçler, devletler. İnsanlığın en kadim şehirlerinden biri olan ve inançlarca kutsal kabul edilen, İslam’ın en kutsal şehirlerinden birisi ve kutsal Kitaplarca, Kur’an’ın da asıllarını kabul ettiği Tevrat’ın, İncil’in ve Hazreti Musa’nın, Hazreti İsa’nın doğup, büyüdüğü, yaşadığı yerler olması münasebetiyle Kudüs’ün saygınlığına halel getirdiler. İlk kıblemiz ve kutsal mabedimiz olan Mescid-i Aksa’nın dokunulmazlığını ihlal ettiler.

Aziz Kardeşlerim!

Maalesef bugün, dünyamız savaşlar, işgaller ve küresel krizlerle kuşatılmış vaziyettedir. Bu vahim durumun bedelini ise en çok zayıflar, mazlumlar, masumlar, çocuklar, kadınlar ödemektedir. İşte Filistin’de, Gazze’de yaşananlar, bunun en açık örneğidir. Müslümanların neredeyse üçte birinin mezhep olarak kabul ettiği, saygı duyduğu Hazreti İmam Şafii’nin doğduğu, büyüdüğü Gazze şehri bugün bombalar altında tahrip edilmektedir.

Gazze’de yaşananlar yürekleri yakmaktadır. İsrail, bir Filistin şehri olan Gazze’yi yıllardır dünyanın en büyük açık hava hapishanesine dönüştürmüştür. Abluka altına aldığı Gazzeli kardeşlerimizin en temel ihtiyaçlarını temin etmelerine bile engel olmaktadır. Kardeşlerimiz yerinden ve yurdundan edilmiştir. Mal ve mülkleri haksız bir şekilde ellerinden alınmıştır. Onlara hiçbir şekilde hayat hakkı tanınmamaktadır. Siviller, kadınlar, çocuklar, yaşlılar topyekun bir halk, korkunç silahlarla, bombalarla katledilmiş ve katledilmeye devam edilmektedir. Gazze’de bugün tüm dünyanın gözü önünde tarihin en büyük zulmü yaşanmaktadır. Bütün bu baskı ve zulümlerin karşısında Müslümanlara özgürlük mücadelesinde direnmekten başka çare kalmamıştır.

Aziz Müslümanlar!

Tarih bize göstermektedir ki, zulüm ebedi olamaz ve zulümle abad olunamaz. “Zulümle abad olanın sonu berbat olur” atalarımız böyle demiştir. Masumların kanları üzerine kurulu hiçbir hükümranlık uzun süre ayakta kalamaz, bu tarihi bir gerçektir. Cenab-ı Hak Kur’an-ı Kerim’de; “Kafirler istemeseler de Allah nurunu tamamlayacaktır.” buyurmaktadır. Filistinli kardeşlerimiz, Allah’ın izni ve yardımıyla kendi ülkelerinde özgürce yaşama imkanına mutlaka kavuşacaktır.

Kıymetli Kardeşlerim!

Ümmet-i Muhammed olarak bize düşen, birlik ve beraberlik içinde hareket etmektir. Kardeşlik hukukumuzu canlı tutmaktır. Filistinli kardeşlerimizin haklı mücadelesinde onlara maddi ve manevi destek olmaktır. İşgal edilen topraklarına yeniden kavuşmaları için topyekun gayret göstermektir. Hak ve adalet mücadelesi verirken İslam’ın koyduğu sınırları asla aşmamaktır. Yanlış ve yanıltıcı bilgi ve paylaşımlara itibar etmemektir. Her alanda güçlü olmak ve yeryüzünde adalet ve merhametin teminatı olacak bir medeniyeti yeniden inşa etmek için var gücümüzle çalışmaktır.

Aziz Kardeşlerim!

Birliğimizi, beraberliğimizi sağlamanın yolu Kur’an-ı Kerim’e kulak vermekten geçer. Rabb’imiz buyuruyor ki; “Hepiniz toptan Allah’ın ipine (Kur’an’a, İslam’a, sünnete) sımsıkı sarılın. Bölünüp parçalanmayın.” İstiklal Marşı şairi Mehmet Akif Ersoy şu beytiyle adeta bu ayet-i kerimeyi açıklamakta, tefsir etmektedir; “Girmeden tefrika bir millete düşman giremez. Toplu vurdukça yürekler, onu top sindiremez.” İnşallah yüreklerimiz, İslam, Kur’an, kardeşliğimiz için toplu vursun. Müslümanların her yerde ve her zaman birliği ve beraberliği için toplu vursun. Mehmetçiğimizin, Peygamber ocağı şanlı ordumuzun karada, denizde, havada, sınır içinde, sınır ötesinde, düşmanla, terörle ve terör gruplarının arasındaki güçlerle mücadele ederken, onların başarısı için yüreklerimiz toplu vursun, buna çok ihtiyacımız var.

Atalarımız cephelerde savaşarak bu toprakları kanlarıyla yoğurdu ve bize emanet etti. Müslüman yurdu nerede olursa olsun, onlar bizim için emanettir. Emanete sahip çıkmak için ‘ölürsem şehit, kalırsam gazi’ ruhuyla gençler yetiştirmek zorundayız. Gençlerimizi, çocuklarımızı bu ruhla yetiştirirsek, vatan, ezan, bayrak, millet sevgisiyle yetiştirirsek ve bunu yaparken yüreklerimiz toplu vurursa, işte o zaman tefrika aramıza girmeyecektir. Ve bizler her zaman, her yerde, her veçhile zaferler kazanmaya devam edeceğiz.

Aziz Kardeşlerim!

Mübarek Cuma gününün şu icabet vaktinde Rabbimize gönülden dua edelim: Allah’ım! Bütün dünyanın gözü önünde topluca katledilen mağdur ve mazlum Filistinli kardeşlerimize yardım eyle! Yeryüzünde zulme uğrayan tüm mazlumlara imdat eyle Ya Rabbi. Vatanımızı, milletimizi ve bütün insanlığı her türlü kötülükten, şerlerden muhafaza eyle Ya Rabbi. Her türlü afetten, felaketten, depremlerden, sellerden, yangınlardan muhafaza eyle Ya Rabbi. Ümmet-i Muhammed’e birlik ve beraberlik, feraset ve basiret ihsan eyle Ya Rabbi.