19 Ocak 2024 Cuma

Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Süleymaniye Camii’nde hutbe irad etti

 

  • Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Süleymaniye Camii’nde hutbe irad etti
  • Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Süleymaniye Camii’nde hutbe irad etti

 

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Süleymaniye Camii’nde hutbe irad etti, ardından Cuma namazı kıldırdı

“Muhterem Müslümanlar!

Ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyurmaktadır: “Allah’a ve Resûlü’ne itaat edin, birbirinizle çekişmeyin. Sonra gevşersiniz de gücünüzü kaybedersiniz. Sabırlı olun. Çünkü Allah sabredenlerle beraberdir.”

Hadis-i şerifte ise Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.s) şöyle buyurmaktadır: “Müminler, birbirini destekleyen bir binanın tuğlaları gibidir.”

Aziz Müminler!

Coğrafyaları, renkleri ve dilleri farklı olsa da bütün Müslümanlar kardeştir. Müminlerin tamamı Hz. Muhammed Mustafa (s.a.s) Efendimizin ümmetidir. Allah Resûlü (s.a.s), bir hadislerinde ümmet ve kardeş olmanın gereklerini bizlere şöyle öğretmektedir:

“Birbirinize kin beslemeyiniz, birbirinize haset etmeyiniz, birbirinize sırt çevirmeyiniz. Ey Allah’ın kulları! Kardeş olunuz!”

Peygamberimizin şu hadis-i şerifi de müminlerin kardeşliğinin önemini etkili bir şekilde ortaya koymaktadır:

“Müminler, birbirlerini sevmede, birbirlerine merhamet ve şefkat göstermede, tıpkı bir organı rahatsızlandığında diğer organları da uykusuzluk ve yüksek ateşle bu acıyı paylaşan bir bedene benzer.”

Aziz Müslümanlar!

Bizler, tarih boyunca Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.s)’in bu gibi çağrılarını dikkate aldık. Birlik ve beraberliğimize, huzur ve muhabbetimize her daim sahip çıktık. Bu bilinçle nice kardeşlik destanları yazdık. El ele, gönül gönüle vererek her türlü zorluğa ve sıkıntıya birlikte göğüs gerdik. Aynı topraklar üzerinde yaşadığımızı, aynı idealleri paylaştığımızı hiçbir zaman unutmadık. Gök kubbenin altında sevinçlerimiz de bir, üzüntülerimiz de bir oldu. Dualarımız da bir, aminlerimiz de bir oldu. Düşüncelerimiz, mezhep ve meşrebimiz farklı olsa da uğruna nice şehitler verdiğimiz vatanımız birdir.

Aziz Kardeşlerim!

Dün olduğu gibi bugün de cennet vatanımıza göz diken, hain emellerle kardeşliğimize kastedenler var. Bizi birbirimize düşürmek ve huzurumuzu bozmak için çalışanlar var. Aramıza fitne ve fesat tohumları ekerek bizi zayıflatmak isteyenler var. Bunlar karşısında hepimize düşen, birlik, beraberlik ve kardeşliğimizden asla taviz vermemektir. Din, iman, Kur’an, vatan ve ezan gibi mukaddesatımız etrafında birbirimize kenetlenmektir. Şehitlerimizin, uğruna canlarını feda ettikleri ulvi değerleri yaşamak ve yaşatmaktır. Göz aydınlığı yavrularımızı ve geleceğimizin teminatı gençlerimizi, inancımıza, tarihimize ve medeniyetimize sahip çıkacak iyi bir insan olarak, iyi bir Müslüman olarak yetiştirmeye çalışmaktır. Onları, güler yüz ve tatlı dille, camilerimizin huşû ve huzur veren manevi iklimiyle buluşturmaktır.

Kardeşlerim!

Vatanımızın ve milletimizin içerideki ve dışarıdaki hainlere, düşmanlara, terör örgütlerine karşı müdafaa ederken zaman zaman şehitler veriyoruz.

Şairin dediği gibi:

“Bayrakları bayrak yapan üzerindeki kandır.

Toprak, eğer uğrunda ölen varsa vatandır.”

Geçen hafta da hain bir terör saldırısı nedeniyle vatan evlatlarımız şehitlik şerbetini içtiler, şehadet makamına ulaştılar. İnanıyoruz ki, Rabbimizin rahmeti şehitlerimizin üzerinedir. Onlar, kendilerine müjdelenen cennet nimetleriyle sevinmektedirler.

“Allah yolunda öldürülenleri sakın ölüler sanma! Bilakis onlar diridirler; Allah’ın, lutuf ve kereminden kendilerine verdikleriyle sevinçli bir halde rableri yanında rızıklara mazhar olmaktadırlar. Arkalarından gelecek ve henüz kendilerine katılmamış olan şehid kardeşlerine de hiçbir keder ve korku bulunmadığı müjdesinin sevincini duymaktadırlar.

Onlar Allah’tan gelen bir nimet, bir lütuf sebebiyle ve Allah’ın, müminlerin ecrini zayi etmeyeceği müjdesi ile de sevinç içerisindedirler.”

Şehitlerimizi ve gazilerimizi yetiştiren anne babalar başlarımızın tacıdır. Onların eş ve çocukları en değerli emanetlerimizdir. Biliyoruz ki, Allah’ın yardımı müminlerle beraberdir ve zafer inananlarındır. Vatanımıza, İslam alemine göz diken, milletimize ve ümmet-i Muhammed’e düşmanlık besleyen, Filistin’de bebek, kadın, yaşlı demeden masumları katleden işgalci zalimlere gelince, onlar, mutlaka kaybedecek ve işledikleri cinayetlerin, soykırımın, zulmün hesabını mutlaka vereceklerdir. Zalimler tarihe bakıp ders çıkarsınlar, azgınlaşıp kötülük ve zulümde sınır tanımadıkları her zaman bunun hesabını ağır ödemişlerdir. Zulm ile abad olmak istemişler ama sonları hep berbad olmuştur. Yine öyle olacaktır. Müslümanların ahı; bebeklerin, masumların feryatları yerde kalmayacak, zalimlerin sonunu getirecektir inşallah. Zira Rabbimizin vaadi gayet açıktır:

“De ki: Hak geldi batıl yok oldu. Zira batıl yok olmaya mahkûmdur.”

Bu vesileyle bütün şehitlerimize Yüce Rabbimizden rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. Cenab-ı Hak, kahraman ordumuzu ve güvenlik güçlerimizi ve dünyanın her yerinde, neresinde olursa olsun, yurdu, yuvası, toprağı, manevi değerleri, İslami değerleri için mücadele eden bütün kardeşlerimizi karada, havada ve denizde her yerde ve her veçhile mansur ve muzaffer eylesin inşallah. Huzur ve emniyetimizi sağlamak için verdikleri mücadelede kendilerini muvaffak eylesin. Birliğimizi, kardeşliğimizi, ümmetin vahdetini ve muhabbetini daim kılsın.”