Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, “Anne babamızın hayatta oluşları bizim için en büyük sermayedir, en büyük servettir. Bu servetin kıymetini bilelim.” dedi.
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Diyanet TV’nin canlı yayınlanan “Bayram Özel” programına konuk oldu.
Bayramların en büyük vesilesinin ziyaretler olduğunu belirten Başkan Erbaş, şöyle konuştu:
“Akraba ziyaretleri, komşu ziyaretleri, mahallelinin, köylünün birbirlerine ziyaretleri buna vasıta oluyor. Aslında ziyaretleşmeler sadece bayramlarla sınırlı değil her zaman olması gerekiyor. İnsanların bayram vesilesiyle mutlaka annesini, babasını ziyaret etsinler. Eğer birbirlerinden uzakta yaşıyorlarsa ve gitme imkanları varsa gitsinler, gitme imkanları yoksa hemen bayram sabahı ilk arayacakları anneleri, babaları olsun. Ben geçen yıl Arafat’tan anacığımı aramıştım ama bu sene arayamıyorum. 6 ay önce rahmeti Rahman’a uğurladık, şimdi onun üzüntüsünü yaşıyorum. Diyoruz ki cennette kavuşacağız inşallah. Anne babamızın hayatta oluşları bizim için en büyük sermayedir, en büyük servettir. Bu servetin kıymetini bilelim.”
Akrabalık ilişkilerine de değinen Başkan Erbaş, “Rahim, Allah’ın en güzel isimlerinden birisidir. Sılai Rahim diyoruz, aslında akrabalık Allah’ın bu isminden türemiştir. Peygamber Efendimiz Rabbim şöyle buyurdu diye bir hadis-i şerife başlıyor; ‘Ben Rahman’ım, akrabalığı Ben yarattım ve onu kendi ismimden türettim. Kim ki akrabasıyla ilişkisini sürdürürse Ben de onunla ilişkimi sürdürürüm, kim de akrabasıyla ilişkisini keserse Ben de onunla ilişkimi keserim.’ buyuruyor. Buna dikkat etmek lazım. Bayramlar bunun için çok büyük bir vesile ve fırsat.” diye konuştu.
Başkan Erbaş, Diyanet İşleri Başkanlığının hacda görevli personelinin mavi yelekle hizmet verdiğine dikkati çekerek, “Bu seneki yeniliğimiz bu bizim. Bütün derdimiz hacılarımıza daha güzel hizmet etmek. Geçmiş yıllarda herhangi bir şekilde sıkıntı yaşayan hacılarımız belki de saatlerce arıyordu; kime gitsem de yardım istesem diye. Şimdi sağına baksan bir mavi yelekli görüyorsun, soluna baksan bir mavi yelekli görüyorsun. Şimdi insanlarımız; ‘sanki kendimizi Türkiye’de gibi hissediyoruz’ diyorlar. Bütün görevli hocalarımız mavi yelekli sırtında Türkiye Cumhuriyeti Diyanet diye yazıyor. O yüzden artık bizim hacılarımızı böyle kaybolma ve danışacak kimse bulamama gibi bir sıkıntıları yok. O artık bizim simgemiz oldu.” ifadelerini kullandı.
“Milletimizin kurban emanetini en güzel bir şekilde yerine getirmeye gayret ediyoruz”
Türkiye Diyanet Vakfının vekaletle kurban organizasyonu hakkında da konuşan Başkan Erbaş, sözlerine şöyle devam etti:
“Vekaletle kurban en nitelikli, en profesyonel, en güzel uygulamayla yaptığımız faaliyetlerden birisidir. O da işte hac organizasyonu gibi 30 seneyi aşk bir zamandır, tecrübelerimizi üst üste koyarak geldiğimiz noktadır bu nokta. Hemen olmuyor, yani bu tecrübeler kolay kazanılmıyor. Diyelim ki yurt içinde yurt dışında kurban uygulama esnasında müfettişlerimizi gönderiyoruz. Kesimi yapandan yüzene varıncaya kadar çeşitli yerlerde denetim yapıyor bizim müfettişlerimiz. Hem vakfın müfettişleri hem Diyanet İşleri Başkanlığının müfettişleri. Dolayısıyla bu denetlemelerden elde ettiğimiz bilgilere dayanarak geçen yıl nerelerde hata yapılmış, nerelerde eksik var? Hemen onlara müdahale ederek bu sene o eksiklikleri yapmamaya gayret ediyoruz. Böyle böyle yıllardan beri o denetlemeler, o tecrübeler üst üste konularak adeta en az hatayla milletimizin bize emanetini en güzel bir şekilde yerine getirmeye gayret ediyoruz.”
Başkan Erbaş, milletimizin ve İslam aleminin Kurban Bayramı’nı tebrik ederek, “Kurban Bayramı’nın Gazze’deki zulmün son bulmasına, dünya mazlumlarının, mağdurlarının da bir gün bayrama ulaşabilmesini, biz nasıl bugün mutluluk yaşıyorsak bayram vesilesiyle o mazlumların, o masumların da en kısa zamanda bizim yaşadığımız bu mutluluğu yaşayabilmelerine, dualarımızın vesile olmasını Cenabıhak’tan niyaz ediyorum.” dedi.