Paylaş Facebook Facebook Facebook
12 Temmuz 2024 Cuma

Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Ahmet Hamdi Akseki Camii’nde hutbe irad etti

 

  • Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Ahmet Hamdi Akseki Camii’nde hutbe irad etti
  • Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Ahmet Hamdi Akseki Camii’nde hutbe irad etti
  • Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Ahmet Hamdi Akseki Camii’nde hutbe irad etti
  • Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Ahmet Hamdi Akseki Camii’nde hutbe irad etti
  • Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Ahmet Hamdi Akseki Camii’nde hutbe irad etti
  • Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Ahmet Hamdi Akseki Camii’nde hutbe irad etti
  • Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Ahmet Hamdi Akseki Camii’nde hutbe irad etti
  • Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Ahmet Hamdi Akseki Camii’nde hutbe irad etti
  • Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Ahmet Hamdi Akseki Camii’nde hutbe irad etti
  • Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Ahmet Hamdi Akseki Camii’nde hutbe irad etti
  • Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Ahmet Hamdi Akseki Camii’nde hutbe irad etti
  • Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Ahmet Hamdi Akseki Camii’nde hutbe irad etti

 

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Ankara Ahmet Hamdi Akseki Camii’nde “15 Temmuz: Milletimizin Destansı Zaferi” başlıklı hutbe irad etti, ardından Cuma namazı kıldırdı.

Muhterem Müslümanlar!

Ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyurmaktadır: “Onlara, ‘Yeryüzünde fesat çıkarmayın’ denildiğinde, ‘Biz ancak ıslah edicileriz’ derler. Halbuki onlar fesatçıların ta kendileridir. Lakin onlar anlamak istemezler.” 

Hadis-i şerifte ise Peygamber Efendimiz (s.a.s) şöyle buyurmaktadır: “Dini dünyaya alet ederek istismar eden insan ne kötüdür!... Arzu ve isteklerinin kendisini saptırdığı insan ne kötüdür!”

Kardeşlerim!

Önümüzdeki Pazartesi günü Yüce Rabbimizin yardımı, devletimizin dirayeti, milletimizin cesaretiyle küresel şer odaklarına ve onların taşeronluğunu yapan FETÖ’ye karşı elde ettiğimiz destansı zaferimizin sekizinci yıl dönümüdür. Bizler, tarihin her döneminde olduğu gibi 15 Temmuz gecesinde de kadınıyla, erkeğiyle, genciyle yaşlısıyla bir kez daha omuz omuza verdik elhamdülillah. Minarelerden yankılanan salalar eşliğinde; birlik, beraberlik ve dayanışma ruhuyla hep birlikte meydanlara akın ettik. İstiklal Şairimizin, “Asım’ın nesli... diyordum ya... nesilmiş gerçek:/İşte çiğnetmedi namusunu, çiğnetmeyecek” mısralarında ifade ettiği gibi vatanımız ve milletimiz üzerinde oynanmak istenen kirli oyunları hep birlikte boşa çıkardık. 15 Temmuz, aziz milletimizin hiç kimsenin boyunduruğu altına girmeyeceğinin, zalimin karşısında asla eğilmeyeceğinin son örneğidir. 15 Temmuz, azmin ve cesaretin zillete ve korkaklığa galebe çaldığı şanlı bir direniştir.

Aziz Müslümanlar!

Devletimizin ve milletimizin her alanda güçlenmesinden, birliğinden, beraberliğinden rahatsız olan küresel şer odaklarının ve başka terör yapılarının da desteğiyle 15 Temmuz işgal girişimine kalkışan FETÖ, inancımızı, ibadetlerimizi, milli ve manevi değerlerimizi istismar etmiş, istiklalimizi ve istikbalimizi hedef almıştır. Suret-i haktan görünerek vatanımızın, devletimizin bekasına, milletimizin canına kastetmiştir. Yüce dinimiz İslam’ın en temel kavramlarını kendi çıkarları için kullanmıştır. Gençlerimizi ailelerinden koparmak; kalplerinden vatan sevgisini, millet olma şuurunu, ümmet olma bilincini söküp atmak için her türlü hile ve tuzağa başvurmuştur.

Kıymetli Müminler!

Önümüzdeki Salı ise 10 Muharrem Aşura günüdür. Peygamber Efendimiz (s.a.s), Aşura gününü içine alacak şekilde bir gün öncesi veya bir gün sonrasıyla iki gün oruç tutmayı bizlere tavsiye etmiştir.  Aşura, aynı zamanda Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in dünyadaki çiçeğim, reyhanım diyerek sevdiği, cennet gençlerinin efendisi olarak övdüğü torunu Hz. Hüseyin Efendimizin ve çoğu ehl-i beyt-i Mustafa’dan olan yetmişten fazla Müslümanın Kerbela’da şehit edildiği gündür. Üzerinden asırlar geçse de bu elim hadisenin acısı hala taptazedir ve hala yüreğimizdedir. Hz. Ali ve Hz. Fatıma’nın ciğerparesine bu zulmü reva görenler ise ümmet-i Muhammed’in maşeri vicdanında mahkum olmuş ve olmaya da devam edecektir.

Aziz Müslümanlar!

Cennet vatanımızda gözü olanlar, aramıza nifak tohumu ekerek muhabbetimizi ve kardeşliğimizi bozmak isteyenler dün olduğu gibi bugün de hain emellerinden vazgeçmiş değillerdir. Bunlar dahili ve harici olarak her zaman mevcuttur. O halde, bu hain tuzaklara bir daha düşmemek için sahih dini bilgiyi, ehil ve güvenilir kişilerden ve doğru kaynaklardan öğrenmeye gayret gösterelim. Göz nuru çocuklarımızı ve geleceğimizin teminatı gençlerimizi Kur’an ve sünnet ışığında sağlıklı, dengeli ve şeffaf bir din eğitimiyle buluşturalım. Bunun için elimizdeki fırsatları değerlendirelim. Diyanet İşleri Başkanlığı olarak bunun gayreti içerisindeyiz. Din Hizmetleri ve eğitim hizmetlerini ülkemizin her yerinde en doğru ve en verimli bir şekilde yapmak için Başkanlığımızın bütün birimlerinin, 81 il müftülüğümüz ve 922 ilçe müftülüğümüz rehberliğinde 150 bini aşkın hocamızla, dini yayınlarımızla, kitaplarımızla, dergilerimizle, Diyanet televizyonumuz ve Diyanet radyolarımızla, dijital yayınlarımız ve dini bilgilendirme içerikli sosyal medya mecralarımızla büyük bir gayretin içerisindeyiz. Kur’an kurslarımızda 4-6 yaş grubundan itibaren her yaştan vatandaşımıza Kur’an ve sünnet çizgisinde doğru dini bilgiyi ulaştırmaya çalışıyoruz. İşte şu an 90 bin camimizde, 30 bin kadar Kur’an kursumuzda, Yaz Kur’an kurslarında milyonlarca çocuğumuz, öğrencimiz Kur’an ve temel dini bilgiler eğitimi alıyor. Onlara dinimizin inanç, ibadet ve ahlak ile ilgili esaslarını öğretiyoruz. Bu vazife Rabbimiz tarafından bütün Müslümanlara verilmiştir. Kur’an-ı Kerim’de Rabbimiz; “İçinizden hayra çağıran, iyiliği emreden, kötülükten men eden bir topluluk bulunsun. İşte onlar kurtuluşa erenlerdir” buyurmaktadır. Diyanet İşleri Başkanlığı mensupları olarak, hocalar olarak bu bilinçle hareket ederek toplumumuzu, gençlerimizi, çocuklarımızı hayra çağırmaya, onlara iyiliği tavsiye etmeye ve onları kötülüklerden men etmeye gayret ediyoruz. Çocuklarımıza, Peygamber ahlakını, güzel ahlakın önemini ve topluma katkısını anlatıyoruz.

Camilerimizde, Kur’an kurslarımızda ve uygun mekanlarda, gençlerimize, çocuklarımıza, başta Gazze, Filistin olmak üzere yeryüzünde işlenen zulüm, katliam ve soykırımlara karşı her daim mazlumun yanında, zalimin karşısında olmamız gerektiğini öğretiyoruz. Milletimizin en önemli değerleri olan Allah, Peygamber, vatan, bayrak, ezan sevgisi ve benzeri değerlerimizi çocuklarımıza imkanlar nispetinde öğretmeye gayret ediyoruz. Onların körpe yüreklerinde bu değerlerin gelişmesine, yeşermesine katkı sağlıyoruz. Tüm okullarımızda zorunlu din kültürü ve ahlak bilgisi dersi ayrıca seçmeli Kur’an, seçmeli Peygamber Efendimizin (s.a.s.) Hayatı dersleri var. Bu derslerin ne kadar önemli olduğunu, hem öğrencilerimizin, hem de öğretmenlerimizin bu derslerin kıymetini bilip çok iyi değerlendirmeleri ve bu fırsatı kaçırmamak için büyük bir heyecanla çalışmaları gerektiğini her vesileyle hatırlatıyoruz. Peygamber Efendimizin (s.a.s.) “ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim” hadisini hiç aklından çıkarmayarak din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmenlerimizin büyük bir hassasiyetle bu dersin hakkını vererek çocuklarımızın temel dini bilgilerine ve ahlaki gelişimlerine katkı sağlamaları ne büyük bir kazanımdır. Hakkını veren öğretmenlerimizi ve öğrencilerimizi tebrik ediyoruz. Allah onlardan razı olsun.

Kardeşlerim!

Hem anne babalar ve hem de başta eğitim, kültür, gençlik, aile olmak üzere devletimizin tüm kurumlarının yetkilileri olarak çocuklarımızı, gençlerimizi milli ve manevi alanlarda doğru bilgilerle donatarak, ahlaki değerlere, ilkelere sahip olmalarını sağlayarak yetiştirelim ki yanlış fikirlere, yanlış düşüncelere kaymasınlar. Hep birlikte hareket etmemiz lazım. Gençlerimiz şuraya gidiyor, buraya gidiyor sadece bazı kesimlere bu vazifeyi yüklemeyelim, hep birlikte hareket edelim. Gençlerimiz bizim geleceğimize bırakacağımız en büyük mirasımız, hazinemiz. Onları ahlaklı yetiştirelim. Onları en azından o yaşlarda temel dini bilgilerini doğru bir şekilde öğrenmiş olarak yetiştirelim. Yoksa farklı, yanlış cereyanlara kaymalarını nasıl engelleriz.

Aziz Kardeşlerim!

Öyle yetiştirelim ki fitne ve fesat çıkarmak suretiyle bizi birbirimize düşürmek isteyen dahili ve harici hainlere, ümmet coğrafyamızda yeni Kerbelalar yaşanmasını arzulayanlara karşı hep birlikte güçlü bir duruş sergileyelim millet olarak, kardeşler topluluğu olarak. Bunu ihtiyacımız var. Birlik ve beraberliğimizden asla taviz vermeyelim. Milletimizin mayası olan ve dini hayatımızı ayakta tutan Anadolu irfanına sahip çıkalım.

Bu vesileyle başta Hz. Hüseyin Efendimiz ve ehl-i beyt-i Mustafa olmak üzere, Bedir’den Malazgirt’e, Çanakkale’den Milli Mücadele’ye, 15 Temmuz’dan günümüze din, vatan ve mukaddesat uğruna şehadet şerbetini içen aziz şehitlerimizi, ahirete irtihal eden kahraman gazilerimizi rahmet, minnet ve şükranla yad ediyorum. Hayatta olan bütün gazilerimize sağlık ve afiyet diliyorum. Yüce Rabbimiz her daim devletimizi payidar, aziz milletimizi bahtiyar eylesin. Birlik ve beraberliğimize, huzur ve güvenimize kastedenlere fırsat vermesin. Peygamber ocağı şanlı ordumuzu ve tüm güvenlik güçlerimizi karada, havada ve denizde her veçhile mansur ve muzaffer kılsın.