27 Eylül 2024 Cuma

Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Kırşehir’de hutbe irad etti

 

  • Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Kırşehir’de hutbe irad etti
  • Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Kırşehir’de hutbe irad etti
  • Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Kırşehir’de hutbe irad etti
  • Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Kırşehir’de hutbe irad etti
  • Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Kırşehir’de hutbe irad etti
  • Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Kırşehir’de hutbe irad etti
  • Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Kırşehir’de hutbe irad etti
  • Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Kırşehir’de hutbe irad etti
  • Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Kırşehir’de hutbe irad etti
  • Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Kırşehir’de hutbe irad etti
  • Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Kırşehir’de hutbe irad etti

 

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Kırşehir Hoca Ahmet Yesevi Camii’nde “Dürüstlük ve Ahlakı Ticarete Hakim Kılmak: Ahilik” başlıklık hutbe irad etti, ardından Cuma namazını kıldırdı.

Aziz Kardeşlerim!

Bizleri yoktan var eden, varlığından haberdar eden, bizleri iman ile İslam ile şereflendiren, mübarek Cuma gününün icabet vaktinde bu kutlu mabette bir araya getiren Yüce Rabbimize sonsuz hamdüsenalar olsun.

Ahlak ve merhameti, dürüstlük ve hikmeti, helal ve haram hassasiyetini bizlere öğreten, ümmeti olmakla müşerref olduğumuz ve doğumunun seneyi devriyesini yani Mevlid-i Nebi Haftası’nı kutladığımız Peygamberimiz, rehberimiz, önderimiz, örneğimiz, Habib-i Huda Hz. Muhammed Mustafa’ya (s.a.s.), ehl-i beytine ve ashabına sonsuz salat ve selam olsun.

Anadolu’yu bizlere yurt kılan şanlı ecdadımıza rahmet olsun. Bu aziz toprakları ilim, irfan ve hikmetle mamur kılan alimlere, evliyalara, ariflere, erenlere, başta Ahi Evran Hazretleri olmak üzere bütün Allah dostlarına, gönül dostlarına selam olsun, rahmet olsun.

Yüce Allah’ın lütfuyla kardeş olan, birlik ve beraberlik içinde bu mübarek mekanda saf tutan Aziz Kardeşlerim! Allah’ın rahmeti ve bereketi bizlerin ve bütün müminlerin üzerine olsun. Cumamız mübarek olsun.

Aziz Müslümanlar!

Yüce dinimiz İslam, hayatımızın her alanında dürüstlüğü ve merhameti şiar edinmeyi emretmiştir.  Özellikle ticaret ve alış verişte cimrilik ve tamahın esiri olup harama bulaşmayı, yalan ve hileyle haksız kazanç elde etmeyi yasaklamıştır. Bu hususta Rabbimiz şöyle buyurmaktadır: “Ey iman edenler! Karşılıklı rızaya dayanan ticaret dışında, mallarınızı aranızda haksız ve haram yollarla yemeyin ve kendinizi helak etmeyin. Şüphesiz Allah size karşı çok merhametlidir.” 

Aziz Müminler!

Ahi Evran’ın diyarında, onun manevi huzurunda bulunduğumuz şu saatlerde geliniz, İslam’ın özünden süzülüp Anadolu irfanıyla ticaret hayatımıza yön veren ahilik teşkilatını ve bu teşkilatın özünü oluşturan İslami esasları yeniden hatırlayalım. Bu ahlak timsali teşkilatın özü; eline, diline, beline sahip olmaktır. Eşine, işine ve aşına özen göstermektir. Harama bakmamak, haram yiyip içmemek ve harama el uzatmamaktır. Yanlış ölçmemek, eksik tartmamaktır. Güçlü iken affetmesini, öfkeli iken yumuşak davranmasını bilmektir. Bakınız Rabbimiz bu vasıfları tam da şu ayet-i kerimesiyle ne kadar güzel bir şekilde bizlere hatırlatıyor; “Rabbinizin mağfiretine mazhar olmak ve takva sahipleri için hazırlanmış olup gökler ve yer kadar geniş olan cennete girmek için yarışın! Onlar (takvâ sahipleri) bollukta da darlıkta da Allah yolunda harcarlar, öfkelerini yenerler, insanları affederler. Allah işini güzel yapanları sever.” İhsan, öfkeyi tutmak, insanları affetmek, yardımlaşmak, infak etmek ahilik teşkilatının en önde gelen vasıflarıdır Aziz Kardeşlerim. Ahi olabilmek iyi huylu ve güzel ahlaklı olabilmektir. İşinde ve hayatında güvenilir; ahdinde, sözünde ve sevgisinde vefalı olmaktır. Mevlid-i Nebi’sini andığımız Peygamber Efendimiz (s.a.s.) gerçek Müslümanı şöyle tarif ediyor; “Müslüman, insanların elinden ve dilinden emniyette, güvende olduğu kimsedir.” buyurmaktadır. Büyüklerimiz her zaman elimize, dilimize ve iffetimize sahip çıkmamızı bizlere öğütlemişlerdir. Ahiliğin en önemli özelliklerinden bunlar. Güler yüz ve tatlı dilli olmak, insanların yüzüne hatalarını vurmamak; bir kenara çekip ona öğüt verebilirsin ama uluorta insanların içerisinde onu rencide etmek doğru değil diyor ahi büyüklerimiz. Dostluğa önem vermek, tevazu sahibi olmak, kötülüğe iyilikle mukabele etmek, dedikodu ve gıybeti terk edip, anaya ve ataya hürmet etmek, başkasının malına hıyanet etmemek, emanete sahip çıkmaktır ahiliğin özellikleri. Daima hakkı söylemek, cömert, ikram ve kerem sahibi olmaktır. Sabır ehli olup öfkesine hakim olmak ve iyiliğin karşılığını sadece Yüce Allah’tan beklemektir.

Kardeşlerim!

Ahilik bilincine sahip bir mümin, hırs ve hazzın, daha fazla kazanma arzusunun esiri olamaz. Rızkına kimsenin hakkını bulaştıramaz. Kendisinin ve ailesinin boğazından haram lokma geçiremez. Arz talep dengesini bozarak bir malı değerinden fazlasına satamaz. Evinin huzurunu, sofrasının tadını, Allah ve Resulü’nün (s.a.s.) yasakladığı haramlarla kaçıramaz. Mümin her zaman, Sevgili Peygamberimiz (s.a.s)’in; “Dürüst ve güvenilir tüccar, ahirette peygamberler, sıddıklar ve şehitlerle beraber olacaktır.” müjdesine erişebilmenin gayretinde olur. Kıyamet gününde, kazancının ve harcamalarının hesabını vereceğini bilir ve hayatını buna göre tanzim eder.

Aziz Kardeşlerim!

Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in bir hadislerinde şöyle buyurmaktadır: “Allah Teala, yaptığınız işi en iyi şekilde yapmanızdan memnun kalır.” O halde, Allah Resulü (s.a.s)’in bu buyruğunu kendimize rehber edinelim. Asırlarca bu topraklarda sevgi ve kardeşliği, fedakarlık ve diğerkamlığı ticaret, iş ve çalışma hayatına hakim kılan ecdadımızın evlatları olarak cennet vatanımız Anadolu’muzu bereket yurdu haline getirelim. Ticarette sadece dünya kazancını değil, ahiret hesabını da gözetelim. Sevgili Peygamberimiz (s.a.s)’in; “Bizi aldatan bizden değildir.” uyarısını hiçbir zaman unutmayalım. Haksız kazançtan, karaborsacılıktan, fırsatçılıktan, kul ve kamu hakkını ihlal etmekten uzak duralım. Rabbimizin rızasını kazanmayı ve ahiret sermayesi biriktirmeyi her şeyden üstün görelim.

Hutbemi Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in şu duasıyla bitiriyorum: “Allah’ım! Beni amellerin ve ahlakın en güzeline kavuştur. Bunların en güzeline ancak sen ulaştırırsın. Beni kötü işlerden ve kötü ahlaktan da muhafaza et. Onlardan ancak sen koruyabilirsin.