Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, 18 Mart Çanakkale Şehitlerini Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi’nin 110. yılı dolayısıyla düzenlenen törene katıldı. Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş da şehitler için dua etti.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, 18 Mart Çanakkale Şehitlerini Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi’nin 110. yılı dolayısıyla düzenlenen törene iştirak etti.
Yılmaz, Şehitler Abidesi’nde düzenlenen törende yaptığı konuşmasında, ramazan ayının kutlu atmosferinde, Türk tarihinin en şanlı destanlarından biri olan Çanakkale Deniz Zaferi’nin yıl dönümünü kutladı ve “Çanakkale geçilmez” sözünü tarihe yazdıran aziz şehitleri, ahirete irtihal etmiş gazileri rahmetle ve tazimle andı.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve tüm silah arkadaşlarını, Çanakkale’de destanlaşan Yahya Çavuşları, Seyit Onbaşıları, cepheye mermi taşıyan anaları minnetle yad eden Yılmaz, asırlardır vatan topraklarını mübarek kanlarıyla sulayan bütün şehitlere ve bu uğurda mücadele ederken yaralanan gazilere şükranlarını ifade etti.
“Çanakkale ruhuyla mücadelemizi sürdürüyoruz”
Yılmaz, Çanakkale’nin, yalnızca bir muharebe ya da cephe adı değil, milletin özgürlük iradesinin tüm dünyaya ilan edildiği, tarihin akışını değiştiren bir milat olduğunu vurgulayarak, Çanakkale’nin, bir savaş alanı olmanın ötesinde, vatanın kalbine yönelmiş bir tehdidin bertaraf edilmesi gereken son savunma hattı olduğunu belirtti.
Türk milleti için bu mücadelenin, varlık ile yokluk arasındaki bir sınav olduğuna işaret eden Yılmaz, itilaf devletleri donanmasının Çanakkale Boğazı’na saldırdığını, ancak Osmanlı ordusunun, stratejik savunma hattı, kahraman topçuları ve Nusret Mayın Gemisi’nin döşediği mayınlarla düşmana ağır kayıplar verdirerek geçit vermediğini hatırlattı.
Yılmaz, şöyle konuştu:
“Çanakkale’de kazanılan zafer, ilerleyen yıllarda Kurtuluş Savaşı’nın ilham kaynağı olmuş ve bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerini atmıştır. Çanakkale, küllerinden doğan bir milletin birlik ve beraberlik ruhunun abideleştiği şanlı zaferler diyarıdır. Çanakkale ruhu, yokluk ve zorluklar karşısında asla yılmamak, bağımsızlık, adalet ve merhametten vazgeçmemektir. Çanakkale ruhunu canlı tutmak, vatanımıza, hürriyetimize ve bizi biz yapan mukaddes değerlere sarsılmaz bağlılığımızı korumaktır. Bugün de aynı bilinçle, ülkemizin bekasına yönelik tehditlere karşı Çanakkale ruhuyla mücadelemizi sürdürüyoruz.”
“Burada milletimizin ilham ve istikamet kaynağını bulacaksınız”
Yılmaz, geçmişte bu topraklarda verilen istiklal mücadelesi anlaşılmadan, Türkiye’nin bugün verdiği istikbal mücadelesinin de tam olarak anlaşılamayacağını belirterek, “Özellikle gençlerimiz başta olmak üzere tüm vatandaşlarımızın Çanakkale’yi ziyaret etmelerini, bu tarihi mekanları yerinde görerek o ruhu hissetmelerini çok kıymetli görüyoruz. Burada milletimizin ilham ve istikamet kaynağını bulacaksınız. Çanakkale, birlik ve beraberlik içinde hareket ettiğimizde aşamayacağız engel olmadığını gösteren bir kılavuzdur. Milli birlik karşısında emperyalist güçlerin ‘tek dişi kalmış canavar’ olarak planlarının bozulduğu er meydanıdır.” ifadelerini kullandı.
Çanakkale’de, Sarıkamış’ta, Milli Mücadele’de ve Sakarya’da sergilenen mücadele ruhunun, Kıbrıs Barış Harekatı’ndan terörle mücadele operasyonlarına, 15 Temmuz’da gösterilen direnişten günümüze kadar aynı kararlılıkla yaşatıldığını, şehit ve gazilerin kahramanlıklarının tarihe altın harflerle kazındığını vurgulayan Yılmaz, şunları kaydetti:
“Milletimizin değerlerine kasteden vesayet odaklarına, milli iradeyi yok sayan darbecilere ve sınırlarımıza terör örgütleriyle dayanan güçlere karşı mücadelemizi yine bu ruhla, bu şuurla sürdürdük. Savunma sanayisinde kendi imkanlarımızla imal edebileceğimiz hiçbir ürünü dışarıdan satın almamak ve yerlilik-millilik oranlarımızı daima yükseğe taşımak idealizminin gerisinde de Çanakkale ruhundan aldığımız ilham vardır. Geçmişte yaşanan tecrübeler bize savunma ürünlerinin tasarımında ve üretiminde tam bağımsız bir konuma erişmemizin olmazsa olmaz olduğunu göstermiştir. Bölgesel krizlerin ve jeopolitik gerilimlerin yoğun yaşandığı bir coğrafyada bulunan ülkemiz, bir taraftan küresel güvenlik paradigmasının belirleyicilerinden birisi olmak, diğer taraftan da savunma alanında sürekli teyakkuzda bulunmak durumundadır.”
Rusya-Ukrayna Savaşı’nın başından bu yana, barışın sağlanması için her türlü diplomatik çabayı gösterdiklerini, Gazze'de yaşanan soykırıma ilk dakikadan itibaren sessiz kalmadıklarını ifade eden Yılmaz, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Suriye’den Kafkasya’ya, Afrika’daki anlaşmazlıklardan Libya iç savaşının çözümüne kadar üstlendiğimiz yapıcı inisiyatif ve çatışmaları önlenme çabası, ülkemizin barışa katkıda bulunma kabiliyetini net bir şekilde ortaya koymuştur. Çanakkale’de yedi düvele karşı nasıl kahramanca mücadele verdiysek arkasında birçok karanlık odağın bulunduğu terör örgütlerine karşı da aynı azim ve inançla mücadelemizi verdik, vermeye devam ediyoruz. Terörsüz Türkiye hedefiyle Türkiye Yüzyılı’nı huzurun ve kardeşliğin yüzyılı yapmaya kararlıyız. İşte bütün bu adımlar, karşımızdaki sınamalar ne kadar büyük olursa olsun, mücadele azmimizden ve kararlılığımızdan dönmeyeceğimizin göstergesidir. Çünkü biz, tarih boyunca her türlü zorluğu aşmış, birlik ve beraberlik içinde başarılara, zaferlere ulaşmış bir milletiz.”
Yılmaz, dünyada istikrarın ve refahın teminatının barışın, adaletin ve karşılıklı işbirliğinin güçlendirilmesi olduğunu dile getirerek, terörizmin, ırkçılığın, İslam düşmanlığının ve her türlü nefret akımının panzehirinin, adalet ve dayanışma temelinde yükselen ortak bir irade olduğunu söyledi.
Türkiye’nin bu yüzyılı, barışın, huzurun ve kardeşliğin yüzyılı yapmak için işbirliğine hazır olduğunun altını çizen Yılmaz, daha adaletli bir dünyanın mümkün olduğuna inandıklarını ve bunun için diplomasinin tüm imkanlarını kullandıklarını kaydetti.
Yılmaz, Cumhuriyet’in ikinci yüzyılına adım atılan bu dönemde, tarihten aldıkları güçle Türkiye’yi daha ileriye taşımak için kararlılıkla çalıştıklarını anlatarak, büyük ve güçlü Türkiye vizyonuyla, mazlumların umudu, küresel adaletin savunucusu olmaya devam edeceklerini vurguladı.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, konuşmasının sonunda, Çanakkale Deniz Zaferi’nin yıl dönümünü kutladı, 18 Mart Şehitler Günü’nde bu toprakları bir vatan olarak emanet eden tüm şehitleri, başta Gazi Mustafa Kemal olmak üzere tüm kahramanları rahmetle, şükranla andı.
Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, törende dua etti
18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma töreninde Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş dua ederek, şu niyazda bulundu:
“Ey yerlerin ve göklerin sahibi, kalplerimizin, niyetlerimizin, kederlerimizin ve kaderlerimizin maliki Yüce Mevlamız!
Sana hamdediyoruz, Sana itaat ediyoruz. Hamdimizi, senamızı, şükrümüzü ve dualarımızı dergah-ı uluhiyetinde kabul eyle Ya Rabbi.
İlahi Ya Rabbi! Bugün burada, vatanımıza ve mukaddesatımıza kasteden hayasızca saldırılar karşısında sıradağlar gibi duran, gencecik bedenlerini vatanlarına siper eden kahramanların diyarında, taşın-toprağın şüheda kanıyla yoğrulduğu Çanakkale’de, şehitlerimizin manevi huzurundayız. İstiklal şairinin ‘şüheda fışkıracak toprağı sıksan şüheda’ diye nitelediği ve tarihin en büyük destanlarından birinin yazıldığı bu mekanda milletçe ellerimizi açtık, Sana yalvarıyoruz. Dualarımızı kabul eyle Ya Rabbi.
İlahi Ya Rabbi! Kur’an-ı Kerim’de ‘Allah yolunda can verenlere ölüler demeyiniz, bilakis onlar diridirler.’ buyuruyorsun. Senin rızan için can vererek ölümsüzlüğün sırrına eren aziz şehitlerimizin huzurunda Sana yalvarıyoruz. Yakarışlarımızı müstecab eyle Ya Rabbi.
Anadolu’nun her evinden, İslam coğrafyasının her yerinden, Kosova’dan, Şam’dan, Bağdat’tan, Beyrut’tan, Kahire’den, Üsküp’ten, Saray Bosna’dan, Kafkasya’dan gelen, burada canlarını feda eden şehitlerimizi rahmetle anıyoruz. Ruhlarını şad eyle Ya Rabbi.
Ezan dinmesin, bayrak inmesin, vatan bölünmesin, namusumuz çiğnenmesin diye en aziz varlıklarını bu yüce değerler uğruna feda eden, Bedir’den Malazgirt’e, Çanakkale’den İstiklal Harbine, Sakarya’dan 15 Temmuz’dan bugüne bütün şehitlerimize rahmet eyle Allah’ım.
İstiklal Şairimizin ‘Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor tevhidi, Bedrin aslanları ancak bu kadar şanlı idi.’ ifadesiyle övdüğü, tüm şehitlerimizden ve gazilerimizden Sen razı ol. Cümlesini Bedir ve Uhud şehitleriyle haşr u cem eyle Ya Rabbi.
Ey zamanın ve mekanın sahibi olan Yüce Mevla’mız! Vatanımızın güvenliği, milletimizin huzuru, mazlumların himayesi için fedakarca mücadele eden askerlerimizi, polisimizi, güvenlik güçlerimizi nusretinle teyit eyle. Şanlı ordumuzu, havada, karada, denizde, her zaman ve her yerde mensur ve muzaffer eyle Ya Rabbi.
Ey tuzakları boşa çıkaran Yüce Rabbimiz! İçimizde tefrika ateşi yakmak isteyenlere, aramıza kin, öfke ve nefret tohumu ekmek isteyenlere karşı bizlere feraset ver. Her türlü fitne ve fesada, hile ve tuzağa karşı bizlere yardım eyle. Hainlerin, münafıkların ve zalimlerin tuzaklarını kendi başlarına makus eyle Allah’ım.
Yüzyıllardır Din-i Mübin-i İslam’a hizmet etmiş, zulme ve zalime asla boyun eğmemiş, daima mazlumların, kimsesizlerin, gariplerin umudu olmuş aziz milletimizi her türlü beladan, musibetten ve ihanetten muhafaza eyle Allah’ım.
Ya Rab! İnsanlık için iyilikten başka bir şey düşünmeyen bu asil milletin birlik ve beraberliğini, refah ve huzurunu, hürriyet ve egemenliğini kıyamete kadar daim ve baki eyle.
İlahi Ya Rabbi! Bugün yeryüzünün birçok yerinde toprakları işgal edilen, hakları ihlal edilen, zulme ve katliamlara maruz kalan başta Filistin, Gazze’deki kardeşlerimiz olmak üzere evleri, camileri, değerleri harap edilen bütün kardeşlerimize yardım eyle. Bizleri de onlara yardımcı eyle. İnayetinle bizlere zaferler ihsan eyle Allah’ım.
İlahi Ya Rabbi! Bu toprakları bizlere vatan kılan ve emanet edenlerin davasına, ideallerine sahip çıkarak, gece gündüz demeden, ibadet ruhuyla çalışarak dinine, devletine, vatanına ve milletine hizmet eden devlet adamlarımıza güç ve kuvvet ihsan eyle. Onları her türlü tehlikelerden muhafaza eyle Allah’ım.
Ya Rab! Milletimizin ve memleketimizin huzur ve güvenliği için çalışan, üreten, gayret eden, düşmanları caydıracak güç ve kuvvet hazırlayan bütün kardeşlerimizden Sen razı ol. Onları gayelerinde ve gayretlerinde muvaffak eyle Allah’ım.
İlahi Ya Rabbi! Bugün ülkemizin dört bir yanından şehitler diyarı Çanakkale’mize dualar taşıdık. Dualarımızı kabul eyle Allah’ım. Okunan hatm-i şerifleri, başta Anafartalar Kahramanı Gazi Mustafa Kemal Paşa olmak üzere bütün şehitlerimizin, gazilerimizin ruhlarına ve onları yetiştiren annelerin, babaların ruhlarına hediye ediyoruz, Sen vasıl eyle Allah’ım.
Milletimizi, devletimizi ilelebet payidar eyle. Milletimize, devletimize, vatanımıza tuzak kurmak isteyen dahili ve harici hainlerin tuzaklarını kendi başlarına makus eyle Allah’ım. Birliğimizi, beraberliğimizi daim eyle Allah’ım.”
Törende, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Metin Gürak, gaziler ve şehit yakınları da hazır bulundu.