Başkan Erbaş, Recep, Şaban ve Ramazan aylarını kapsayan mübarek üç ayların başlaması ve Regaib Gecesi ile ilgili bir mesaj yayınlayarak, şu ifadelere yer verdi:
İnanç, kültür ve medeniyetimizde özel bir anlamı bulunan rahmet, bereket ve mağfiret iklimi üç aylara yeniden kavuşmanın sevinç ve heyecanını yaşıyoruz. 2 Ocak Perşembe’yi Cuma’ya bağlayan gece de mübarek Regaib Gecesi’ni idrak edeceğiz. Bizleri bu mübarek zamanlara kavuşturan Rabbimize sonsuz hamd ediyor; bugünleri hakkıyla ihya edebilmek için O’ndan inayet diliyoruz.
Hayat, insana bahşedilen büyük bir nimet, zaman ise eşsiz bir sermayedir. İnsanı varlık sahnesine çıkaran Yüce Allah, Kur’an-ı Kerim’de defaatle hayatın ve zamanın önemine dikkat çekmiş, bunların kadrini bilme ve gerektiği gibi değerlendirme hususunda insanları uyarmıştır.
Esasen her anı değerli olan zamanın insana farkındalık, bilinç ve motivasyon kazandıran bazı özel dilimleri vardır. Bu bağlamda üç aylar olarak bilinen Recep, Şaban ve Ramazan ayları, söz konusu hususiyetleriyle öne çıkmaktadır. Recep ayının ilk Cuma’sını karşılayan Regaib Gecesi, Peygamberimizin (s.a.s.) mucizevi yükselişini hatırlatan Miraç Gecesi, müminler için af, mağfiret ve arınma vesilesi olan Berat Gecesi, hayat rehberimiz Kur’an-ı Kerim’in indirilmeye başlandığı Kadir Gecesi ise üç ayların ihtiva ettiği müstesna vakitlerdir. Gerek üç aylar gerekse bu ayların içinde barındırdığı mübarek geceler, rıza-i Bari’ye uygun bir hayata yeniden başlamak adına müminlere ikram edilmiş büyük lütuflardır. Bu sebeple Rasul-i Ekrem (s.a.s.), bu aylara ulaştığında “Allah’ım! Recep ve Şaban aylarını bize mübarek kıl ve bizi Ramazan’a kavuştur” diye dua ve niyazda bulunmuştur.
Bu kutlu iklimin bize hatırlattığı değerler, aslında bugün insanlığın hasret kaldığı güzelliklerdir. Zira bugün manevi bunalımların ruhları yorgun düşürdüğü, haksızlık, kin, öfke, nefret ve fitnenin körüklendiği, haram, günah ve kötülüklerin hayatı kuşattığı, zulüm, şiddet ve savaşların yaygınlaştığı bir çağda yaşıyoruz. Bugün insanlık, inanç, ahlak, hukuk alanında devasa sorunlarla, anlam ve medeniyet krizleriyle karşı karşıyadır. Hayatı anlamsızlaştıran, zorlaştıran ve yozlaştıran bu cendereden çıkabilmek için insanın öncelikle kendisiyle yüzleşmesine, bütün kötülüklerden arınarak Rabbine yönelmesine ihtiyaç vardır. İşte idrak ettiğimiz üç aylar, Müslümanlara böyle bir imkan ve fırsat sunmaktadır.
Bu bereket ikliminde hep birlikte ellerimizi Rabbimize açarak O’ndan affımızı isteyelim. Kitabımızla olan bağımızı, nimetlere karşı şükrümüzü, helal ve harama karşı duyarlılığımızı, ömrümüzle arzularımız arasındaki ilişkiyi bir kez daha gözden geçirelim. Ailemize, akrabalarımıza, çevremize ve hayatı paylaştığımız tüm varlıklara karşı sorumluluklarımızı yeniden tefekkür edelim. Rabbimize imanımızı ziyadeleştirecek, sadakatimizi pekiştirecek, kulluğumuzu güzelleştirecek, muhabbet ve kardeşliğimizi güçlendirecek amellerle bu eşsiz vakitleri en güzel şekilde ihya edelim.
Bu vesileyle milletimizin ve tüm İslam aleminin üç aylarını ve Regaib Gecesi’ni tebrik ediyorum. Bu mübarek vakitleri hayırların fethine ve şerlerin define, Müslümanların birlik ve beraberliğine, yeryüzünün barış ve huzuruna vesile kılmasını Yüce Rabbimizden niyaz ediyorum.
Prof. Dr. Ali ERBAŞ
Diyanet İşleri Başkanı