Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Ankara Ahmet Hamdi Akseki Camii’nde hutbe irad etti, ardından Cuma namazı kıldırdı.
Muhterem Müslümanlar!
Hayat rehberimiz Kur’an-ı Kerim’de hikmet ve ibret dolu nice kıssalar vardır. Bunlardan biri de ashabü’l-uhdud’dur. Hutbeme başlarken okuduğum ayet-i kerimelerde bu zalim topluluk bizlere şöyle tanıtılmaktadır: ‘Kahrolsun alev alev yanan ateş çukurlarını hazırlayan ashabü’l-uhdud! Aziz, hamid, göklerin ve yerin maliki olan Allah’a inanıyorlar diye müminlere ağır işkenceler uyguladılar. Ama Allah her şeye şahittir. Mümin erkeklere ve mümin kadınlara işkence edip de sonra tövbe etmeyenler var ya, işte onları yakıcı cehennem azabı beklemektedir.’
Aziz Müminler!
Bugünün asabü’l-uhdud’u siyonist işgalci zalimlerdir. Gözü dönmüş bu caniler; Gazze’de kadın, çocuk, yaşlı demeden insanlık tarihinin en acımasız soykırımını gerçekleştirmektedirler. Tüm dünyaya meydan okuyarak kardeşlerimizi bir lokma ekmeğe, bir damla suya muhtaç bırakarak ölüme terk etmektedirler. Onları ya teslim olmaya ya da vatanlarını terk etmeye zorlamaktadırlar. Ancak unutulmamalıdır ki; zalimler plan kursa da, Allah onların planlarını yerle yeksan edendir. İşgalciler, haritalar çizse de takdir yalnızca Allah’a aittir.
Aziz Müslümanlar!
Geçmişten günümüze müminler birçok kez zulme maruz kalmıştır. Nice peygamber ve onlara inananlar, zalimler tarafından muhasara altına alınmışlar, işkence görmüşlerdir. Bugün de Gazze’de bir avuç mümin, siyonist zalimlere ve onları destekleyen bütün şer odaklarına karşı imanla, sabırla ve onurla direnmektedir. Nitekim ayet-i kerime gayet açıktır: ‘Nice az topluluklar, Allah’ın izniyle çok kalabalık topluluklara galip gelmiştir. Allah sabredenlerle beraberdir.’
Evet, tarih şahittir ki Kabiller kaybetmiş Habiller kazanmıştır. Nemrutlar kaybetmiş İbrahimler kazanmıştır. Firavunlar kaybetmiş Musalar kazanmıştır. Ebu Cehiller, Ebu Lehebler kaybetmiş Hz. Muhammed Mustafa Efendimiz (s.a.s) ve O’nun ümmeti kazanmıştır. Bugün de inşallah Gazzeli kardeşlerimiz kazanacak, zalimler ve onlara destek olanlar mutlaka kaybedecektir.
“Şüphesiz Rabbinin yakalaması çok şiddetlidir.’ ayeti gereğince, bu caniler, tıpkı Ad, Semud, Lut ve helak olan diğer kavimler gibi yerle bir olacaklardır. Allah’ın, meleklerin, insanların, canlı cansız bütün mahlukatın laneti onların üzerinedir. Rabbimizin vaadi haktır: ‘Kafirlere de ki: ‘Yakında mağlup olacaksınız ve cehenneme sürüleceksiniz. Orası ne kötü bir yerdir!’
Aziz Müslümanlar!
Gazze; bugün, sadece Müslümanlar için değil tüm insanlık için bir imtihan yeridir. Gazze, insanlığın onur sınavıdır. Dolayısıyla dini, ırkı ve rengi ne olursa olsun herkesin; bu zulme engel olması, dünyamızı huzur ve barış yurdu haline getirmek için çalışması gerekmektedir. Yoksa dünyada hiç kimse güvende olamayacaktır.
Buradan dünyaya sesleniyorum! Ey İnsanlık! Neredesiniz? Gazze’de bebekler ve çocuklar zalim işgalcilerin baskısıyla, soykırımıyla açlığa mahkum edilmektedir. Doğusuyla ve batısıyla ey insanlık! Neredesiniz? İnsanlıktan sizde herhangi bir vasıf kalmadı mı? Nasıl susuyorsunuz, uyuyorsunuz, sofraya oturuyorsunuz? Açlıktan insanlar gözümüzün önünde ölürken, sizde hiçbir insanlık kalmadı mı? İnsaf kalmadı mı? Sizde hiç vicdan yok mu? Ey dünya, neredesiniz?
Aziz kardeşlerim!
Sesimizi duyuracağımız yerlere kadar duyurmamız lazım. Susmamamız lazım. Kendisini medeni tanımlayan dünyaya seslenmemiz lazım. Hutbeme başlarken okuduğum hadis-i şerifte Peygamber Efendimiz (s.a.s), şöyle buyuruyor: ‘İnsanlar zalimin zulmünü görür de ona engel olmazsa, Allah’ın onları genel bir azaba uğratması kaçınılmazdır.’ Müslümanı ve gayrimüslimi, herkes bu azabı beklesin.
Dünyanın vicdanlı insanları neredesiniz? Esasında dünya da Gazze ile ilgili insanlar ayakta ama gücü elinde bulunduran siyonistler, sadece siyonist devletleri değil, siyonist Hristiyanlar da işgalcilere destek oluyor adeta. Nasıl insanların yüzüne bakacaksınız? Sizde hiç insanlık kalmadı mı? Bunu bütün dünyaya haykırmamız lazım.
Aziz milletimiz, tarih boyunca zalimin karşısında, mazlumun yanında durmayı bir şeref bilmiş; bugün de devlet olarak bu şerefi biz taşıyoruz. Taşımaya da devam edeceğiz. Nerede bir mazlum, nerede bir gözyaşı varsa oraya merhametini ve yardımını ulaştırmıştır elhamdülillah. Bugün de Türkiye ve milletimiz olarak nerede mazlum varsa onun yanındayız. Gazze’nin yanındayız.
Bugün milletimiz tek yumruk, yekvücut olarak muazzam bir birlik ve beraberlik içerisinde davranarak yeryüzündeki bütün mazlumların yarasını sarmak için tüm imkanlarını seferber etmektedir. Dünyada zulüm ve haksızlığın had safhaya çıktığı böyle bir ortamda bize düşen; Cenab-ı Hakk’ın, ‘Düşmanlarınıza karşı gücünüz yettiği kadar hazırlık yapın, kuvvet hazırlayın.’ Cenab-ı Hak böyle emrediyor. Bu ayet-i kerimeyi şiar edinerek ilim, bilim, teknoloji, maddi ve manevi her alanda daha da güçlü olmamız gerekmektedir. Birbirimize kenetlenmek, vahdeti kuşanmak, her türlü tefrikadan uzak durmamız gerekmektedir.
Siyonistlere ve zalimlere karşı tek yumruk olmamız gerekmektedir. Bıkmadan, usanmadan, Rabbimizin, ‘Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin.’ emrinden hareketle kardeşlerimize verdiğimiz desteğimizi ve dualarımızı her alanda arttırmamız gerekmektedir. Gücümüz neye yetiyorsa onu harekete geçirmemiz gerekmektedir.
Sadece dua ve yardım yetmez. Zalimin ekonomisini besleyen ürünleri boykot etmek de imanımızın ve insanlığımızın gereğidir. Çünkü alışveriş tercihi sadece ticari değil, vicdani ve ahlaki bir duruştur. Unutmayalım ki, yeryüzündeki onurlu ve vicdan sahibi insanlar sayesinde zalimler mutlaka bozguna uğrayacak, inananlar mutlaka galip gelecektir.
Allah geciktirir ama ihmal etmez. Yeter ki biz O’na layık olalım. Yeter ki Allah’ın kulları olarak biz O’nun emirleri doğrultusunda hareket edelim. ‘İnsana ancak ve ancak çalıştığının karşılığı vardır ve Allah çalıştığının karşılığını mutlaka gösterecektir.’ Bu ruh ile devletimiz, vatanımız, milletimiz, mazlumlar ve Gazzeli kardeşlerimiz için yeter ki çalışalım. Allah bunun mükafatını bize mutlaka verecektir.
Kıymetli Müminler!
Son yılların en kurak yaz mevsimini geçiriyoruz. Lütfen! Ormanlık alanlarda ateş yakmayalım; çöp, cam şişe ve benzeri maddeleri ormanlara ve yol kenarlarına atmayalım. Küçük bir ihmal binlerce dönüm ormanı ve birçok canlıyı yok ediyor. O canlıların feryatlarını duymuşsunuzdur değil mi?
Yangınlarla mücadele ederken kahramanlarımız şehit oluyor. Bu vesile ile iki gün önce orman yangınlarını söndürmek için canla başla çalışırken şehadet mertebesine ulaşan kardeşlerimize Cenab-ı Hak’tan rahmet, yaralılara acil şifalar, yakınlarına ve aziz milletimize sabır ve baş sağlığı diliyorum. Yüce Rabbim, vatanımızı, milletimizi ve ümmet-i Muhammed’i her türlü bela ve musibetten muhafaza eylesin.